Karalama gücün yetmez bücürük,
Sülün olsan üç basamak boyun var.
Masken düşer boğar seni tükürük,
Sana yoldaş bir kaç tane koyun var.

Cilalarsın it derisi mestini,
Kandırırsın eksik ayal dostunu,
Bildirmezsin cana olan kastını,
Baştan beri çevirdiğin oyun var.

Kıskandıysan yüzün dolar gidersin,
Senle gelen üç beşini güdersin,
Derdin nedir, benim ile n’edersin?
Bilinmedik türlü türlü huyun var.

Nefsin seni yere vurur yatırır,
Bu gidişle çoğa kalmaz batırır,
İmam seni kayığında götürür,
İt barınmaz kör karanlık kuyun var.

Çok mu battı şiirlerim gözüne,
Gazeteyi inandırdın sözüne,
En sonunda vuracaklar yüzüne,
İblis ile yazdırdığın büyün var.

Karar kıldık hakka mazhar hocamız,
Gündüz oldu akşam ile gecemiz,
Dört kapıyla kırk makamda nicemiz,
Yarın akşam bizim köyde düğün var.

Boğaz kurur düğümlenir tıkanır,
Haccac bile er ceminde yıkanır,
Köşkeroğlu isim vermez utanır,
Ne de olsa Âdem’inen tüyün var.
Memik Kömekçi
03.08.2022
Bücürük: Ufak, kısa boylu, Yeterli bilgi ve deneyimi olmayan.
Ayal: Eş, hanım.
Mest: Ayakları bileklerine kadar örten ve ayakkabının içine giyilen giyecek.
Şorak: Çok tuzlu su.
Haccac: Emevilerde zalim bir vali. (Haccac-ı Zalim)
Mazhar: Erişmiş, erişen.