0
Yorum
4
Beğeni
5,0
Puan
417
Okunma
15 TEMMUZ
Ağlamak
ağlamak
ağlamak.
Ağlamak ne yaman çelişki.
Birde insanların gözüne bakarak.
İçlerine dokunup
en hassas duygularının,
ve kandırmak.
En doğal ihtiyacını insanların
avuçlayıp
allayıp tükürüklü kelimelerle,
iki sahte zeytin gözleriyle
yağlayıp
sunmak
ırmak
ırmak,
inanca susamışlara
ve açmışcasına yemek
kandan yufkalar gibi
ve içmek düşünmeden
cennetten çıkma diye
şarap
elinde bir de
kitap.
Bekliyor
bekliyorlar
beklediler.
bir rivayete göre kırk yıl
kimine göre
on yıl
bekler
üniforması otomatiği üzerinde
tankların uçakların içinde
inanmaya hazır bekleyenler
yani öldürmeye.
Ne erkek ne kadın
ne de kız
farketmez şişko sıska
ya da cılız
fakat
görevdir görev
kutsaldır öldürmek
sürmek ölmeyenleri
ya da
süründürmek.
Bu gibi zamanlarda
tarihle beraber yürünür
ölenler ölür, kalanlar
güdülür
gütmek için ekinleri
insanları
hayalleri yıkanır
sel gibi akan
kuru bir inançla
göz çukurlarında
kaynıyan kanla.
Bakışlar boş
gülüşler haram
yağmaz kar dahi
yağdırılmaz
yağsa da
yıkanır üzeri söndürülür.
İçtiler kan şaraplarını
içtiler
güçlendiler
kuvvetli ve dinç
şölen ateşi yüreklerinde
güneşin dalları ellerinde
ağızlarından dökülüyor
deli bir sevinç.
Tüm köprüler ele geçirilecek
fabrika bacaları söndürülecek
devlet kurumları gasp edilecek
gri renkte çiseleyen dehşet
içinde
ülke bir ucubeye
devredilecek.
Nedeni
ayetmiş
..... ayet.
İnançları içinde buzdan
15 Temmuz İstanbul
akşam
sıradan bir akşam
sıradan
İzmir Mardin Trabzon dan
Antalya dan Sakarya dan
tüm şehirlerinde ülkemin
çöktü üzerine kasvet
bulutları
gök, kara,
gökyüzü, kara,
yağıyor dolu dolu top,
bomba.
dallardan düşen
mermilerle dolu nefret.
İhanetti bu ihanet
vatana millete ihanet
içtiği suya
yediği ekmeğe
bakkal amcaya
Ayşe bacıya
küçücük çocuğa
uçan kuşa
börtü böceğe ihanet.
Anlayamadıkları,
olmaz bizim üzerimize
öyle her dikilen ceket.
Bu kam, ( yüzyıl, asır/ zevk,murad)
yirmi birinci kam,
bir kadın,
kamyon sürüyor,
anamm,
gelin diyor, gelin şehadete
toplamış kamyon dolusu adam
atılacak adımları vardı elbet
seslendiler hep birlikte
- Hey millet
kalkın
kalkın ayağa kalkın
ram’ı olmayın bu necis aklın
diye,
duyulunca,
fırladı
sokağa
kadını erkeği
genci yaşlısı
halkın
yürüdüler köprülere
havalimanlarına
kalkan oldular
mermilere yakın.
Kılıçtan keskin
kıldan ince
aşkları büyüdü içlerinde
adımları gürlüyor
gök gürültüsü gibi
düşüyor
halkın erkekleri
kadınları kızları
kırmızıya boyalı bedenleri.
Tek başlı tek yürekli
milyon ayaklı
kimi yaktı ekmek kazandığı
tarlasını
kimi siper etti borç harç
aldığı arabasını
kimi attı kendini altına
ne edeyim, nasıl edeyim,
bu demirden canavarı
altedeyim
diye.
Otobüs, minibüs, kamyon, taksi,
Çin seddine dönüşmüş tramvay
kimi çıkmış apartmanın terasına,
arenasına,
tera-arena-sına
teraarenasına
kínalar yakmış saçlarına
bak sen şunun anasına
battaniye sallıyor uçağa
vay anasına
vayy.
Kimi bakarken
gökyüzü gürültüsüne
bir boynuz saplandı betona
hayın bir boynuz
beton ki dayanamadı hayınlığa
ufalandı
gencimin bedeni parça parça
dağıldı
ülkemin köşe bucaklarına.
Yüreği karanlık olanlara
direnen
benim halkımdı
benim halkım biliyordu
bu ülke
şeyhlerin ve şıhların
ülkesi olamaz diyen
atasına sahip çıkıyordu
bir araya geldiğimiz
ya da
dağıldığımız
bir zaman dilimi
diyordu.
Kocaman nalın çivisi gibi
haykıra haykıra
direniyordu halk ordusu
direniyor
bir bir kurtarıyordu
ülkemin şehirlerini
bir bir kurtarıyor.
Tüm şehirlerinde ülkemin
ateşi ve ihaneti gördük
Nazım ’ın anlattığı
Arhaveli ’li İsmail’in
hikayesinde ki
biz de gördük ateşi ve ihaneti
bu millet
şeyhlerin ve şıhların
müridleri olamaz diye
sahip çıktı atasının sözüne
kocaman nalın çivisi gibi
Ömer Halisdemir ’i
vurdular
sürdü dehşetleri
anca sabaha kadar.
Bizde gördük ateşi ve ihaneti
Bizde gördük
Bizde yaşadık
Neden hep karanlık
Ülkemin kaderi.
Toplumu kandırmanın en güzel yoluymus
ağlamak
meğer
ne acayip işmiş
ne acayip duygu
serzeniş
ha olmuşsun yirmi yaşında
ha olmuşsun yetmiş
aklın da başında yoksa
eğer
olursun bir ABD dolarına
asker.
ÜMİT NADİR ESİRCİ
29:10:2018
5.0
100% (3)