Bu şehirde
Gönlüm ufka çağırır beni
Sırata değer
Mizanında gölge yapar
bana inan
Suratıma vaveyla çıkartan
Kahkahaların makamına götürten
Maviydim yine
Yutkunan ermiş bir kelime tüccarına
Denizde ölüm damlaları kaçıran
Azrail hırsızlarına bir maçta
Kaç kaç kalır
Korkulara gebe bir küllükten
Genzi yakılmış deruni sözlere

Bul/anan gibi ekmek kokusu
Düştü düşlerime
Evinde naz ile durulan köstebek gibi miyim
Bir gelin gibi alın beni der miyim hiç?
İntihar yolcusu olsa bile
Sana saydığım tüm türkülerde
Göğsü kabarık bir bilmece
Huzurda küfürlerle bir abideye
Boyanarak
Yol almak düşer bana
Bu şehirde sana yakındır
Aşkın izi kalsın bir kabusta
Lafzımda iki kere iki beş olabilir.
başka şehirde bulanam ...
Fâhr i kainat maşuktur
Gülü serden geçen bülbülün ipine
Sükut û yar ile kalbi kalbinde
Yâsin i şerif okununca
Leyl(a) olur gönülgâhı
Aşıktır
Gülüşü beşirli
sırrı tevâfûk çiçeğine
Değerli kılınınca bir çiçek
Güçlükle taşıyınca bir taşı
Mezar başında fâhr i kainat
Bir rüyayı tabirinde
Bir hayali hayallerinde
Sevmek utanarak
Ayıptır diyebilmek
Bir dünyayı muarif gibi
Bir kıy(a)meti aşk ile
Vurur dimağına
Yağmur gibi veliullâh bir sır ile
...

Gezgin imgeler...





Gezgin imgeler..