Firar etti
Gümüş Yakamozlu
Kapkara siyah bir gece daha.
Bir dilim beyaz peynir
....Bir duble rakı
Rokaya meze, acının koynunda,
Öksüz kalmışlar masada.
Aralarına sıkışmış
Otantik bir taş plak.
Gönül tozlarında kalmış
Bir ayrılık şarkısı
....Bir sevgi istiyorum…
Dünyayı başımda döndürüyor,
Yıllanmış gramofonda.

Bir kadın ...
Ürkek kırıklıkların,
Paramparça ayna batığında.
Ateşli dokunuşların,
İri pençeleri kanadında.
Kan oluğu , yaş yerine
Al yanaklarında.
Yaşamanın kokuşmuş kokusu
Kavruluyor öksüz ciğerlerinde
Zehir zemberek Ağustos soğuğu,
Menekşelerin bal soluğu,
Sevdiğini götürüyor tenden.
Tüm imgeler tükeniyor,
Mehtap sevgiyi çiziyor.
Ay kan damıtıyor ,
Çalınmış aşkın dudaklarına.
Yakamozlu gece
Soluksuz gidişiyle
Sevdiğinin kokusunda
Çığlığa kesiyor.
Mavzerin soğuğuna
Dayanmış alnı
Avuçlarında mermiler
Acının sivri dişlerine bileniyor
Yolunu şaşıran yollarda.

Ve
Suskun ayak izlerin
Sarhoş kaldırım taşlarında
Basarken gölgenin yüreğine
Bir bir söndürüyorum
Senli sokak lambalarını
Uyu düşselliğinle
....Yüreğimin ayazında.
Şafak, kızılını soyarken,
Çatlamış göz yaşlarımda,
....Bölünüyorum.
Parçalanıyor soluğum.
Payıma yalnızlık,
Tenine yüreğim düşüyor
Melekler dua ediyor sana
Şiirlerim suskuya yatıyor
“ Hoşça kal ” rüşvetsiz sevdam

Neş’e ...