Karlar yağdı ağustosta dağıma
Üşümedi, nar’a düştü yüreğim
Bülbül uçtu baykuş kondu bağıma
Bir vefasız yar’a düştü yüreğim

Sanırdım ki alnıma yazı idi
Her busesi damağın hazzı idi
Deli gönül hicrana razı idi
Körüklenmiş har’a düştü yüreğim

Dillerdeyim gözlerimin seliyle
Yarışırım çöllerdeki deliyle
Kadir bilmez vefasızın eliyle
Hazırlanmış dar’a düştü yüreğim

Hiç boyun eğmedim, hep vakar durdum
Ne bir gönül kırdım, ne serçe vurdum
Birkaç tebessüme hayaller kurdum
Her seferde hor’a düştü yüreğim

Gün görmedim düşlerin ötesinde
Çınlamadım bir annenin sesinde
Çırpınırken su birikintisinde
Ummandaki tor’a düştü yüreğim

Doğru sözü küpe diye takındım
Ele ırak, dost olana yakındım
Kelebeğin kanadından sakındım
Çöreklenmiş mar’a düştü yüreğim

Ömür gitti zerre bitmedi derdim
Gurur, kibir, ırayı yere serdim
Alibaba’yım hep kendimden verdim
Yine ah-u zara düştü yüreğim


Dost Katkısı......Teşekkürlerimle...

İnsan sevdiğine açık olmalı
Seviyorsa sevda ile dolmalı
Tek sefer çıkmıyor papatya falı
Bir bilinmez sır’a düştü yüreğim..........Suat ZOBU

Çılgınlık diyordum, hicran yas’ına,
Şaşardım, aşığın kafa tasına...
Damladan kaçarken, aşk deryasına
Bilmem hangi ara düştü yüreğim..............Gökhan KAVCI

Ne yapsam da böyle avlandım gâfil
Gönlümün sızısı eyledi sefil
Günü geldiğinde üfler İsrâfil
Üflenecek Sûr’a düştü yüreğim
.......................................... Şükrü Atay (Türkmenoğlu)

Şans denilen kapımı hiç çalmadı
Özlediğim gelip beni bulmadı
Ne bahar ne güzden umut kalmadı
Ağustosta kar’a düştü yüreğim...............Aydın KAHRAMAN (sonsuzufuk)