1
Yorum
7
Beğeni
5,0
Puan
470
Okunma
İstanbul’un, Ankara’nın veya Diyarbekir’ın kaldırımları
Yani kaldırım taşları,
Söyleyin, çekinmeyin.
Tanır mısınız her gün üstünüze basanı?
Kaç çocuk yüzükoyun üzerinize düştü?
Kaç kişi utanmazca üstünüze tükürdü?
İstanbul’un kaldırım taşları,
Söyleyin.
Hamallarnı tanır mısınız bu şehrin?
Ankara’nın kaldırım taşları,
Hangi gençler biber gazı yediler,
Senin döşeli olduğun yerde.
Ya Diyarbekir’ın kaldırımları,
Kaç ananın ağladığını saydın mı?
Kış ayazında, yaz güneşinde.
Kaç dilenci oturur köşelerinde.
Urfa sokaklarında üstünüze yağmur düştüğü olur mu ?
Aynı mevsimde.
Sabahın şafağında, akşamın karanlığında insanlar yürür üstünde.
Ya çimenler öyle mi?
Adına şiirler yazılır.
Kimse kıyamaz basmaya.
Ancak bir istisna;
Beyaz gömlekli uşaklar elinden
Viskiler, şampanyalar sunulurken
Sahte gülücükler, çapkın gözler eşliğinde.
Şık beylere, süslü hanımlara
Zengin köşklerinde kokteyl verilir çimenlerin üstünde.
Özel bakıcılar sular
Günde iki öğün, gündüz,gece
İstanbul’un, Ankara’nın veya Diyarbekir’ın kaldırımları.
Ve dahi tüm şehirlerin, kasabaların kaldırım taşları.
Müdürler, vekiller, zenginler
Her sene üstüne geldiler.
Bilmem kaç milyonluk ranta çöktüler.
En güçlü makinelerle seni söktüler.
Aman ha aman.
Ya nazlı çimen, susuz kalırsa bir zaman
Alışmış el kesesinden yaşamaya
Boynunu büker, medet umar bahçivanından.
Asla unutma kimliğini.
Çünkü; çimen zengin,
Sen bir emekçisin.
Kaldırım taşı.
Ömer Yalçın
26/03/2022
,
5.0
100% (3)