Nasılsın....
Hadi gel bu gece felekten bizi çalalım
Bu kezde ben geleyim düşlerine
Toprakda çimen kokusu dalda elmanın
Gökte bulutların ne işi var
Yeşilim sen, yoldaşım sen ol.
Gök mavisi, deniz maviymiş
Özlüklük maviyse, avcumuzda su rengi
Gözlerimde mavim yürekte sen ol.
Mavinin düşlerde   işi ne...
Nasılsın....
Hangi hislerle dolu sinen
Dilinde hangi Türkü dilleniyor
Şimdi şu anda üşüyormusun
Sahi oralarda soğukmu burası gibi
Bir demli çayın varmı mesela
Ellerini ateştemi ısıtıyorsun, cebindemi
Tarhanamı kaynıyor ocakta
Yoksa odan sen mi kokuyor....
Sen olmayan kokunun benimle işi ne...
Nasılsın...
Hastamısın, gülüyormusun, üzgünmüsün
Yine gelecek planları yapiyormusun
Yine sövüyormusun gelmişine geçmişine
Halen duruyormu cebinde o çakı
Ve halen sızlıyormu yüreğin
Sanada çöküyormu hasretin sancısı
Yoksa yaraların dağlandımı
Sesinde bir ince mahsunluk
Yüzünde çizgilerin işi ne??
Nasılsın...
En karanlık anındayım gecenin
Başbaşa çayın buğusunda demleniyoruz
Gözlerin deyiyor gözlerime
Ansızın kaçırıyorsun bakışlarını
Alelade konulardan söz ediyorsun
Sanki içimden hiç gitmemişcesine,
Dalıp dalıp ötelere bakıyorsun
Beklediğin birimi var yada bir haber
Göçmen kuşlarda geçiyormu oralardan
Gözlerinde hüznün işi ne.....
Nasılsın...
Saçların buğulu rüzgar gibi
Tel tel savrulup yele deyiyor
Sahi saçların da beyazladımı
Ya bıyıklarına da düştümü ak
Ellerin kalem tutuyormu hala
Ellerin diyorum sevgili...
Ellerin başka ellerde işi ne???

NOGAYTÜRK