Gittiğinden beri, yüreğim kırgın,
Eller ahvâlimi, sordu mu sandın?
Gezerim serseri, bedenim yorgun,
Hasretin elemi, durdu mu sandın?

İlgine muhtacım, sevgine hep aç,
Onulmaz derdime, faydasız ilaç,
Durmadan kanıyor, hayırsız, gel aç!
Tabipler yaramı, sardı mı sandın?

Seven unutur mu, öyle çabucak?
Sinemde yanarken, harlı bir ocak,
Önüne gelene, açıp da kucak;
Gönül muradına, erdi mi sandın?

Sol yanda emsalsiz, sevi gizlerim,
Geçerli yalansız, kavi sözlerim,
Bekleyen o fersiz, mavi gözlerim;
Senden başkasını, gördü mü sandın?

Sensin tek ilhamım, aşkın perisi,
Getiremez beni, meşke gerisi,
Hayaller kurarak, başka birisi;
Gece düşlerime, girdi mi sandın?

Ayrılık, ciğere dökse de kezzap,
Sabır imtihandır, değildir azap,
Bağırıp, çağırıp, kadere kızıp;
Kendini yerlere, vurdu mu sandın?

Nice çıyan dille, başa çıktım ben,
Derdi değil kula, taşa döktüm ben,
Ağaran her tele, yaşa baktım ben!
Keyifli bir hayat, sürdü mü sandın?

Günbegün yaklaşır, ensemde ölüm,
Son nefese kadar, beklerim gülüm,
Elveda mektubu, yazmaya elim;
Kaleme, kağıda, vardı mı sandın?

Sevdalar kör kuyu, görünmez dibi,
Türlü huyu-suyu, bilmezsin tabii,
Herkes ömür boyu, Alaca gibi;
Canını uğruna, verdi mi sandın?

22.02.2022

Muhittin Alaca

Bu kadar ikinin yan yana geldiği günde, yana yana tükenip de kavuşmamak var...