1
Yorum
13
Beğeni
5,0
Puan
768
Okunma

hangi dağın iç ağrısı içinde taşıdığın
derdi sırtına kambur üstüne kambur
kabuk bağlamaz yanından yaraların
uykuyu uyutup sabahlarken her gece
uzayıp gidiyorsun cızgı cızgı bozkırın tozlu yollarında
kum çakıl ve taş yüzerken yeşil ırmakla
kara deniz köpürüyor
sahili döven dalgalarla
ırgat elleri gibi çatlaktır bizim tarlalar
kazma kürek bel tutunca acır tenimiz
suya kanınca toprak
iyileşiverir sancımız
yanyana duran iki taş kadar suskundur kimileri
araken kendi kendini
kimselere rastlamadan
kimlere yol oldun da kaybettin kendini anlamadan
hayatı akşam olsa da uyusaktan ibâret sayanlarla
sırtında yara tuz kervanlarına revan olanlar
aynı dünyada yaşıyor
gerisini sen anla
şimdi bir güzel yenildik
kılını kıpırdatmayanlarla
kılı kırka yaranlar yanyana
doğum lekesi gibi bitişiktir bizim coğrafyada acı keder
omuz hizasına kadar beraber yürür naçarlık anadoluda
yutkunmak öz kardeşimiz
kursakta kalmışlık ruhumıza işlemiş
ne zaman bir dala uzansa ellerimiz
ulaşamayız tâ en uçtadır bize kalan meyve
buzullarımız erimiştir küremiz ısınmıştır
verimi düşmüştür
canına okunmuştur toprağımızın
yanıktır gübreden mütevellit
varsa yoksa bu sene yüksek rekolte
ekonomik veriler afillidir
nerden çekiştirsek öbür taraftan veriyoruz dekolte
Yunus Beypınar
5.0
100% (6)