Yaratanı açıklar
Açıklar dünya
Kat kat gökler, açıklar
Seher yeli, yağmur, kar
Sarı gonca, güneş, başak
Kalem tutan el, Ben
Dallarla konuşan yel
Peygamber ve Kuran
Açıklar Yaratanı, Ben

Lacivert semadan
Bakar yıldızlar
Gözleri çakmak çakmak
Ne güzel Ben’le bakışmak
Evre evre gezer ay
Göktaşları kayar
Her şey her şeyi sayar
Islık çalar kanatlar
Kargalar, serçeler, kumrular
Yürüyen ayaklar, Ben
Açıklar, salınan kollar
Açıklar, açıktadır Tanrı

Aşikârı gizler insan
Görür görmezden gelir
Bilir bilmezden, Ben
Sever kendini, sever
Övülmeyi, Ben demeyi
Ben, ‘olmadığı şeyken’
Mülkken Malik sanır kendini
Nasıl, nasıl aldanır, Ben

Her an celse celse doğum
Her doğum ilerletir hayatı
Kelebek kanatlarına yüklü zaman
Köpüklü dalgalar dalgaları kovalar
Gökten ısı ve ışık akar
Yılkı at ayağıdır koşar, Ben
Geceyi gündüze katar
Katar katar çocuklar
Bulutlardan su sağar, melekler
Damla damla erir vakit
Ben’i; toprak, hava, su, ateş alır
Ben’den geriye Tanrı kalır

Her gördüğün ayet
Her ne var, hayret
Ben, günden güne
Büyüyen, ayet-i kübra
Göklere de çıktı nihayet
Buldu mu Ben hidayet!
İşler, Tanrı’nın işleridir
Tanrı’dandır gelişler
Tanrı’yadır dönüşler
Lâkin Ben, bildiğini işler
*
Soru ve cevap zikir
Zikir, Ben’den zuhur eden, fikir
Ayakta, otururken, yatarken, Ben
Ben, bilince Ben kimdir?
Gün yemiş ayaz gibi çözülür
Tenzih eder Ben’i, üzülür
Anlayınca Ben’in
Ben’deki zuhurunu
Güneş sarar ruhunu
Çayırlar çimen olur
Sümbüllü bayırlar, dil
Konuşur papatyalar
Gelincikler, kuşburnu dalları, dil
Çalıkuşu ezan okur
‘Rabbena’ sedaları işitilir
Her şey dil kesilir, söyler
Bütün zamirler, O
Zikre koyulur yusufçuk
Seccadesi goncagül
Secdeye gidince Ben
Ben, mümin olur…

M.Talât Uzunyaylalı