23
Yorum
29
Beğeni
4,8
Puan
1360
Okunma

Divane gönüllü, abdal nakışlı;
Halini bilenler “Veli” dediler;
Ney’ini üflerken yürek yakışlı;
“Eksilmez başından yeli” dediler.
Başa çıkamamış çakalla, itle;
Sahtekar bezirgan, fikri sabitle;
Dediler “ağzını kapa, kilitle”;
Susmayınca O’na “deli” dediler.
Osmanlı dönemi istibdat ehli;
Cumhuriyette de taasup cehli;
Neyzen’den alınca payı bu denli;
“Toplumun başının keli” dediler.
“İçmem” diye türlü türlü and içti;
Saki sundu camı, andından geçti;
Fani dergahında hiçliği seçti;
“Bozuk bağlamanın teli” dediler.
Uçsuz vadilere üfleyip Ney’i;
Demlendi sessizce çekerek meyi;
“Melanet postuyla atıp her şeyi;
Bu dünyadan çekti eli” dediler.
Giymedi ömründe İpeği, şalı;
Haramiye sövdü, vererek kılı;
Yirmisekiz Ocak, elli üç yılı;
“Neyzen Tevfik artık ölü” dediler.
Osman Bölükbaşı Dara
5.0
95% (21)
1.0
5% (1)