İHTİYARLIK BAŞA GELDİĞİ ZAMAN
Sorma gardaş ne yaşadın ne gördün diye sorma,
Maziyi hatırlatıp da unutmuş yüreğimi çok yorma,
Halin vaktin yerinde iken çalış çalış sakın durma,
Gençliğin tükenipte ihtiyarlık başa geldiği zaman.

Geceleri hatırlayıp durursun gidenler geri gelmez,
Dişlerin teker teker dökülür canın çektiği yenmez,
Çevren çekilir etrafından hatırını soranlar olmaz,
Gençliğin tükenipte ihtiyarlık başa geldiği zaman.

Çelik gibi duran bedenin gün geçtikçe bükülür,
İki ayağın artık taşımaz seni baston ile yürünür,
Üç beş adım sonrasında nefesin kabarır durur,
Gençliğin tükenipte ihtiyarlık başa geldiği zaman.

Özlemle anar durursun eskiye dair yaşadıklarını,
Anlatmakla bitiremezsin yaşama dair anılarını,
Akşamdan sabahlar olmaz geciremezsin zamanı,
Gençliğin tükenipte ihtiyarlık başa geldiği zaman.

Tutunduğun dallar birer birer elinde kalır kırılır,
Yediğin içtiğin göze batar herşeyin sorgulanır,
Yitirmişsen hayat arkadaşını gözler dolar boşalır
Gençliğin tükenipte ihtiyarlık başa geldiği zaman,

Geriye dönüp bakınca ne zaman bitti dersin hayat,
Tat lezzet kalmaz yediğin herşey sana gelir bayat,
İşte o zaman anlarsın zaman kullanmış seni hoyrat,
Gençliğin tükenipte ihtiyarlık başa geldiği zaman.

Yollar uzun gelir hiç bir şeyin koşamazsın peşinden,
Sevdiklerin göç ederken sancısını atamazsın icinden,
Aklın başından gitmedikce çıkaramazsın düşünden,
Gençliğin tükenipte ihtiyarlık başa geldiği zaman.

Elin ayağın titrer tuttuğun her nesneyi  düşürürsün,
Seninde gençlik günlerin biter yüz göz buruşursun,
Kanın sıcaklığı çekilir ağustos sıcağında üşürsün,
Gençliğin tükenipte ihtiyarlık başa geldiği zaman.

Elin ayağın sağlam iken aklını başına almaz lazım,
Telini kopardiktan sonra ses çıkarır mı sandin sazım,
Vicdanı merhameti her daim asla unutmamak lazım,
Gençliğin tükenipte ihtiyarlık başa geldiği zaman.