12
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
2943
Okunma
gözlerinin içinde,
bambaşka bir mucize vardı..
yüzü;
görenlerin ufuk penceresini aralıyordu...
hayatını bir şarap mevsimiyle sonlayıp,
cinayetine sebep olmanın anlamını
çok önceden ,yaşıyor
ve ,
biliyor gibiydi kaderinin...
ve O;
tüm soyutluğuyla;
bindokuzyüz yirmialtıda doğdu,
ve kaşlarının altında ki dünyada
ölüp ölüp,
sevenlerinin kalbinde dirildiği zaman,
dudaklarında ki muamma,
namuslu bir kız tablosu çiziyordu;
bindokuzyüz doksandokuzda;Datça’da.....
Onun tek erkeklik çeğiziydi bu...
bir sevgili nasıl isterse,
sonsuzluğun imzasını atmayı,
öyle istemişti
çeğizini harcamayı...
ve dudaklarından
henüz;dize dize çıkmamış
o cevher dumanını
ikibinli asra taşımayı......
O son verirken hayata,
bana;
yaşamayı öğütleyen şiirler bıraktı...
izin ver;
izin ver ki geleyim;
o öğütler yağdırdığın zavallı ben;
geleyim ...memleketimde ki kabristanına....
ellerini süremedim,
toprağını bari yüzüme sürmek adına...
Datça’da denize nazır
dünya tabiatı yatağına....
.....
ben Datçalı’yım...
evim;
canların yücesi ,
Can Yücel’e;
sadece iki adım....
29.08.2006
19:58