1
Yorum
11
Beğeni
5,0
Puan
774
Okunma
kalktı Ayşe,
kalktı Zeynep, Fatma Fadime
ve kalktı Ali,
kalktı Mehmet, Mustafa, Ahmet
çoğu,
köyden gelme el tarhanasına salladı kaşığı
kahvaltı diye.
yürüdü ali,
yürüdü Mehmet, Mustafa, Ahmet
durdu Ali,
durdu Mehmet, Mustafa, Ahmet
durdular kapıda
kaç yıllık ayakkabılarını giydiler
döndüler Ayşelerine
döndüler Zeynep, Fatma, Fadimelerine.
helal et hakkını...
dediler usulca...
nemlendi Ayşe’nin gözü,
nemlendi Zeynep’in, Fatma’nın, Fadime’nin gözü.
yapma böyle her sabah her sabah
hakkımız mı olurmuş bizim
sen helal eyle Alim,
sen helal eyle Mehmet’im, Mustafa’m, Ahmet’im,
katran karası deliklerde,
kazmanın ucuyla besledin bizi.
yapma böyle,
tez git hoş gel.
döndü Ayşe,
döndü Zeynep, Fatma, Fadime
uyumakta idi bebeleri,
usulca okşadılar başlarını.
Allah’ım...
Allah’ım yetim koyma bebelerimi
baktırma ekmek diye el kapılarına.
nice sonra uyandırdılar bebelerini
kimi okula,
kimi oyuna gitti,
kimi belendi beşiğine...
ama gün....
bir garipti bu gün....
daldı gözleri sık sık
daldı Ayşe’nin
daldı Zeynep’in, Fatma’nın Fadime’nin
ocağa vurdukları yemek değildi sanki...
ne komşu ile içilen çayın
ne de kahvenin tadı tattı bu gün.
gün ağır,
baş ağırdı bu gün.....
ikindi vakti zor olmuştu...
bitmiyordu gün,
dönmüyordu güneş.
bir çığlıkla sarsıldı kenar mahalle,
bir çığlıkla sarsıldı şehir....
önce bir yürek yandı içinden
yanık kokusu geldi genizden,
sonra şehir
ve bütün ülke
bütün insanlık yanıyordu...
Allah’ım...
Allah’ım gerçek miydi bu?
olmazdı,
olamazdı....
bir umut,
küçük bir kırıntı
ama daha çokta bir dilekti,
ali için,
Mehmet, Mustafa, Ahmet için...
duman yükseliyordu,
uğursuz bir duman.
madenden,
daha da çok
gönüllerden...
zihinlerden...
yarınlardan.
koştu Ayşe,
koştu Zeynep, Fatma , Fadime.
yetişmiyordu adımları yangın yerine.
giremediler,
varamadılar alilerine,
Mehmetlerine, Mustafalarına, Ahmetlerine
duvar örmüştü polis
duvar örmüştü jandarma...
ve daha bilmedikleri niceleri.
çöküp kaldılar her biri bir köşede.
ağlama diyordu birileri,
ağlamayın küçük bir şeymiş,
kimseye bir şey olmamış...
inanmıyordu gönüller hiç birine.
er mektubu gibi isimler okundu
epey sonra birer birer....
düştü Ayşe,
düştü Zeynep, Fatma, Fadime
sustular,
sustular ölüm sessizliğinde.
ve birileri daha sustu çok uzaklarda...
sustu ülke,
sustu insanlık....
söylenecek çok şey vardı
söylenemiyordu.
dumandan daha bir kara yokluk
yoksulluk
ve cahillik sarmıştı dört bir yanı.
son olmayacaktı bu......
5.0
100% (5)