0
Yorum
6
Beğeni
5,0
Puan
583
Okunma

Gün atarken
Bir karga geçti üzerimden
Kuyruklarından yakaladım
Uçarken
Bırakmadım karasını
Sürdüm Yüzüme
Sürdüm Dilime
Sürdüm sözlerime
Işığı kırılmış Kara gözlerime
Ovuşturdum Elimle
Gözyaşlarımın tuzlu suyunu
Yüzüme Akan kara sürmelerden
Bir Dilek tuttum
En beyazında
Ta derinlerden
Birdenbire
Durup durken
Yüreğimden bir rüzgar kalktı
Bir esti ki tozu dumana kattı
Dünlerden süpürüp yığdı seni öbek öbek
Suret’i sevdayı savurdu vurdu beni
Yaktı bağrımı,sızladı bu yürek
Ötelerin yastığına düşmüş serimden
Kara gece gibi döküldü
Büyülü Kara saçlarından damlayan
Bir çiğ damlasıyla
Ateş düştü tenime
Çevirdi beni
Yapıştırdı Dolunayın gülen yüzüne
Bir çift Kara gözde yanmış
Siyahi ruhumla beraber
Görmez kimseleri gözüm
Bakmam artık başka rengine
Yok bir sözüm
Bu ahengine
Dayanmaz
Yanıbaşında
Karakovan balı acı kaldı
Dili bülbül kelamlarında
Bütün sözlerin
Dudağının kenarına ilişmiş
Gülen
Kırmızı bir gülün yapraklarında
Gün ışırken
Yoktum
Yoldum artık Ben
Üzerimden bir karğa geçerken
Düştüm yine dilek kuyusuna
İçtim yine kapkara suları
Küs yastığının sefil sertliğinde
Kırılan cam bardaklarda
Kafamı
O Duvardan bu duvara vururken
Kör oldu sana açılan şu gözlerim
Çırak Ça / İbrahim YETGİNDAĞ
5.0
100% (3)