2
Yorum
15
Beğeni
4,2
Puan
1416
Okunma

Cansız
beton blokları
köprüleri
yolları
sarayları
tapınakları
mumyala başımla beraber ey Ouroboros.
Bildiğim tüm Tanrılara hiddetliyim bu ara
gökler düşüyor gözü açılmamış bebeklerin üzerine
Çok derinde
tüm ölü çocukların hiç büyüyememiş düşleri
hiç giyilmemiş kısa pantolonları
hiç çiçeklenmemiş elbiseleri
hiç ağaca takılmamış uçurtmaları.
Yedi kat gök
yedi kat ölüm kusuyor
yeki kat sema yetmiş yedi kat ölümle dahi doymuyor
Ben şiirsiz ve çirkin belki biraz kaba bozkır rüzgarı
koştum
dörtnala kum fırtınaları ardım sıra
doydum
doğdum
doğurdum
inandım
isyan ettim
öldürüldüm
öldürdüm ve şekil aldım.
Şekilli memleketin şekilsiz histerisinin avuç içleri kaşınıyorken
taptın binaya
binada binaymış ha
süslenmiş mi süslenmiş.
Nerede hani sonumu sesleyecek boru
nerede üzerime düşecek kandiller
Çok zaman geçti inandığım günlerin üzerinden
dualar göğe varmadan delinmiş ozon tabakasından uçtu uçtu kuş oldu
Zulmün sahibi hep var
mazlumun ki nerede
şükreyle yine ve yeniden sadece ölmedim diye şükreyle.
Etmiyorum Ulul’lerin emrine itaat
soruyorum yakılmış Mushaf nerede
törpülenmiş köşeleri seversiniz hep
Firavunun orduları
geçip giden buluta el sallasın
ben Musa değilim ki ölümcül bir sır söyleyeyim
hepimiz nasılsa ölümüne ölümcül kemik, et ve kan bütünleriyiz
Beyhude taptın ey insan binaya sahipleri et ve kemik sadece
babaların ölüm sessizliği
ve anaların sahipsiz gözyaşları eşliğinde
Hepimizin bir garip üvey annesidir gece
sevsen sevilmez
küssen bilinmez
öldürsen öldürülmez
kaçsan kaçılmaz ...
Bil ki
öptüğünü sandığın el
Nemrut’un
Yıldızlar imge doğurmaz
yaslanma aklının çitlerine
kuşların göğü düşürüleli çok oldu aşağıya
çakalların, yılanların ve sırtlanların göğü yükseldi yukarıya
5.0
80% (4)
1.0
20% (1)