4
Yorum
15
Beğeni
4,9
Puan
863
Okunma
haziran kadınıyım ben
hazeranlar ardında
hezeyanlar yaşarım
ve
şimdi ben perşembedeyim
çarşambadan bellidir gelişim
gün batar hüzne dolanırım
gün doğar neşeyle sallanırım
leylak dalında minik bir serçeyim
sürekli konuşurum
öfkelenir kimi zaman
durmadan didişirim
sayarım içimden
bir
iki
üç
olmaz, değişmez birşey
başa sararım
üç
iki
bir
sabır, sabır da bir yere kadar ya
çatlarım birgün
sızar içimden sözler
su gibi
kar gibi
buz gibi
kimi zaman
lav gibi
haziran kadınıyım ben
hazeranlar ardında
hezeyanlar yaşarım
bilen bilir beni
hem ne güzel yaşarım
deliler gibi
paragrafsız
hecesiz
virgülsüz
noktasız
ünlemsiz
bir de bilseniz siz, siz kimsesizsiniz
bir de bilseniz siz, bensiz ve sessiz
haziranda gün sıcak, gece serin
gün hayat verir, gece hüzün
mayıstan sonra
temmuzdan önce
iki arada bir derede
kaldım mı ben kederlerde
uçurtmaları saldılar gökyüzüne
hepsinin ipleri başka ellerde
ben kaldım çimlerde
gözüm daldı
derin ’yeşil’ bir uçurtmanın ardında
bakakaldım pencerelerde
elim böğrümde öylece
kafesler ardında
kafesler içinde
hem de gönüllüce
hapsettim gönlümü o yeşil gözlerin
derinliklerine
bekledim
bekledim
beklerim
beklerdim
beklerdim de
’de’ lerin gözü çıksın
çıksın işte
çıksın da
’suç’sa
suç benim
zaman yanlış değil
’yanlış’ benim
çıkmasın ’de’ lerin gözü
kalmasın kimsenin gözü
’de’ lerde
kapının önündeki ıhlamur ağacı
bilir hep kederlerimi
camdaki menekşe, bekleyişlerimi
bahçedeki Tekir kedi
özlem dolu türkülerimi
haziranda
iplere asarım bembeyaz çamaşırlarımı
rüzgarda savrulan tülleri
güllere dolanan türkülerimi
ve
şahittir cama tırmanan hanımeli
ve
şahittir Tekir kedi
düşünseniz
ve
bilseniz
özlemlerimi
heveslerimi
keşkelerimi
bilseniz daha
neler neleri
bir bilseniz ben kimim
ben sizde ne ederim
ben ne derin bir kederim
5.0
86% (6)
4.0
14% (1)