0
Yorum
7
Beğeni
5,0
Puan
453
Okunma
bu zamanın coşkusunu okşuyor kelimeler.kimsenin umrunda olmasada çiçeklere inanışım vardı.bu duyguyla karanlıkta bir ışık arayışım.sermişim gövdemi bir kaldırıma.ışıldasın isterdim yıldızlar gözlerinde.bu sıcaklığı yitirişimde gizliydi umutsuz sevişmeler.
habersiz kalmışım kalpleri sağır bırakan bir işgalın özgürlüğünde
hakemlik yapmış kaderime zayıflığını anlamak isteyişim
yoksa avlularda umutsuz türküler midir yoksulluğun aşinalığı
yoksa isyana sürülmüş zehirli çiçeklere aldanmış yüzün.
çıplaklığı örten masal kitaplarında onarılmış göz gibi bir ahşap evin saadetinde
sefaletmiş ıslak bir çulun sarındığı uykular için sığınmak soğuk bir yatağa
adı unutulmuş mutlulukla bir yaşam sevincinin aktığı caddelerde arayışım özlemi
her günah sonrası bir ermiş pişmanlığı gibi vicdanıma dokunur bakışların
geçmeyen gecelere kurşun yağdıran bir ölüm nöbetiyle ben yıldızlara hükümlü
işte çölde ayak basmanın harfleridir deniz yokuşundan sonra
feshedilmiş bir devrimin utancıyla kaybetmek en derin mercanlarda aşkı
solmasın ilahiler diye bir balçıkta sırra ermiş çocuk gülüşleri ayın halesi gibi mağrur sularda.
şimdi denince hanlarda gecelemiş bir akıncının sadağındaki ok
şimdi denince çiçek tarhlarında sevda aramış gönüllerin kumsala çizilmiş rüyası
şimdi utancıyla yaşamak gibi bir vaktin vebalısını ararken gözler
güllerin açtığı şafak için sabahlamış bir suçluya öğretilmiş duaların sır gibi dokunuşu rüzgara
nedim demirbaş
5.0
100% (3)