26
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
3594
Okunma

Suskuluğuma hâkimsin,
Gecelerime derin bir çığlık,
Düşlerime karabasan.....
Ne istediğin kadar melek,
Nede istediğin kadar şeytan olabiliyorsun,
Sur-u eline almış üflüyorsun sadece,
Ama bunu bil;
Bana değil, sevgime ecelsin...
Esen ılık rüzgârlarda, gözyaşlarının nemi var....
Elinde keman, kemancı,
Durma öyle çal hadi,
Suskunluğuma hâkim,
Gecelerime derin bir çığlık,
Düşlerime karabasan olan,
O yâri çal, çal kemancı…!
Gir içime bir nefeste,
Mutluluğu çalınmış ruhumu çal,
Melodisi dertlidir, zorla kendini,
Gözyaşlarını silmeden çal kemancı.....
Çal!
Gidişini o yârin bana,
Geçsin gözümden terk edişi,
Hissedeyim özlediğim kokusunu,
Çal kemancı çal,
Ellerimi bırakıp gidişini tekrar göreyim…
Ne oldu durdun kemancı,
Bestesi olmaz mı böyle ölümün,
Boş ver nazlı yârin şarkısını,
Şimdi sen bana cenaze müziğimi çal..
.
Meyhaneci, hey… Sana sesleniyorum,
Gel kaldır bu mezeleri,
Sende helva bulunur mu bol peynirli,
Getir getir de kendi helvamı yiyeyim…
Ne oldu kemancı!
Ne ye gülüyorsun,
Az önce ağlamıyor muydun sen_?
--------KEMANCI---------
--Bir ölü kendi cenaze müziğini dinler mi hiç,
--Bir ölü kendi helvasını yer mi hiç abİ…
----Kemancı sustu-----
İçindeki ruhun çıkması değimli ölüm,
Aldı götürdü o nazlı yar ruhumu kendinle beraber,
Şimdi ölü değil ben neyim sen söyle…
------Kemancı eline alır kemanı sabaha kadar çalar en neşelisinden ölüm havasını…
------Sonu mu_? Duydum ki benden önce gece,
Bir kendi kafasına bir kemanına ve birde kendi nazlı yârine sıkmış oda…
REŞİT ESİN/ŞANLIURFA
10.08.2008