0
Yorum
10
Beğeni
5,0
Puan
571
Okunma
öylece geçip gittik
sorma
elleri kalem kılıç
gözleri kapkara
saclarından şiirler dökülen
bir çocuktu
ne güzel sustu
bir akşamdı
karanlıktı
ağustos böcekleri
aksam sefaları
dinlerdi
nazıma tutulur okurdu
her aklına geldiğinde
tütünü düşmez yüreği yanardı
asılır gökyüzü
asılır bedrettin
yağmurlar baslardı
öylece geçip gittik
suçsuz bir sonbahardı
arkandan ağlardı
ranzalar bakar
sarı ısık bakar
ayva ağaçları bakardı
yanardı ak kuzuların anaları
yağmur yağardı
küfür gibi yağardı
dinlerdi en dirisi insanlığımızın
en rezil haliyle
yuvarlanıp
kiremit tozları gibi dağılarak
böylece geçip gittik
yanarak
can vere vere
sevemeden
göremeden baharlarını
asıldık
yağmurlu bir gündü
yağmur yağıyordu
küfür gibi yağıyordu
henüz dillenmiş
taze bir yaprak gibi sallanıyordu
böylece çekip gittik
sevemeden
bilmeden ince boynunu
bilemeden
karanfil nasıl yakışır avuçlarına
bilemeden kokusunu
güneş karışmış saclarının
hoşçakal diyemeden
sorma elleri kalem kılıç
yüreği yara
gözlerinden aksamlar dökülen bir çocuktu
bir akşam ansızın sustu ......
5.0
100% (2)