15
Yorum
28
Beğeni
5,0
Puan
1146
Okunma

Peksimet tadında düşler ve aşkın lacivert gövdesi sözcüklerden çiviler çaktığım hüznün laneti.
Esefle sevdim öncemde kendimi.
Elzem olan mademki sevmekti
Tereddütsüz sevdim sizi ve insanları
Öncesinde Rabbimi
Azıcık daha gayret etseydim sevecektim de kendimi
En hasından en haşmetlisinden bir rüzgârdı madem
Muadilim…
Köpüren denizdi
Köpük köpük dalgaları yüreğimin
Ah, kürediğim yeminler ve unutulmuş sözler
Ben de unutulmuştum bir köşede
Tıpkı hediye ettiğim tabağı çöpe atan kadın gibi
Kimse insanlıktan almamış nasibini
Şerh düştüm Rabbime: onlara benzememek adına.
Hüzünse girift bir çığlıktı hatta çıldırtan
Göğün mavisi ise Rabbimden hediye yüreğimi sardığım
Bazen düşlere bandığım gölgem
Bazense kapıdan kovup da bacadan giren
Yine gölgem ve gölgeli ağaç yolunda
Ekmekse aşkı ve özlemi toprağa
Toprak mıydı yoksa beni çeken içine?
İyi de ne yaşamıştım bu güne değin de
Kalacak mıydı sahi hikâyelerim yarım?
Yarıladığım yol
Yalpaladığım rüzgâr
Kandığımsa her insan ve mevsim
Delişmen sevdam ve yazmadığım hikâyem
O halde neyi mi yazıyordum her gün ben?
Yazamadığım yazgım
Müphem bir sevinçle kollarına atladığım
Ölü sevdiklerim
Bir de yaşarken ölen ve öldüren
Oysaki ölümsüz bilmiştim sevgiyi ve dostluğu
Lafügüzaf madem içimdeki matem.
Mabedimde sallandığım o salıncak
Elbet kâğıttan kayıklarım
Ve doyamadığım sözcüklerim ve cümleler
Cümleten firar etmiş bunca insanın ardından
Vereceğim ilk ve son fetva
Elbet yalnızlığıma tüneyen suretler ve siluetler
Andıkça sevdiklerimi
Kapıldığım o rüzgâr ve telaşe ve temaşa
İzinsiz sevdiğim her kimse
Kimsesizliğime kat çıktığım
Kaybolduğum yeniden doğduğum
İstirham ettiğimse evrenden
Elbet sadece saklı Allah katında…
5.0
95% (19)
4.0
5% (1)