Biliyorum ki; ömrüm boyunca
bir tek filim çekeceğim..
Bağıra bağıra doğacağım annemden
biçim suyu döküldükçe
kopacağım bağıra bağıra kendimden.
Gül kasırgaları esecek dudaklarımda
güneş olacak gülümsemelerim.
Çingeneler gibi göç edeceğim
kırmızıyı ellerimle çalacağım ufuktan.
Peri masalı olacağım
ateşle yürek arasında.
Geleceğimi bulacağım kazılarda.
Çifte su verecek umut yüreğime
Gösterecek çılgın bir pusulanın ibresi
mavi akan kanın kıblesini.
Ter kırıkları ile geçeceğim göllerden.
İçimdeki limana demir atacak bir gemi.
Kırkı çıkmamış yosunlar saracak düşlerimi.
Özgürlüğüm yeşerecek vadilerde.
Gün ışığı birikecek boğazımda.
Hırçın atlar koşacak
vurulmayı bekleyen yüreğimde korkuyla.
sözcüklerim durmaya çalıştıkça ayakta..


Bazen de gülüşlerimi şaşırtacak
üç köşeli ihtimaller.
İyi karılmamış iskambil kağıdı gibi
olacak günler.
Kaybolacağım aşkın ilan tahtasında
Dağılacak hatıralarım kara dumanla.
Ölüm şarkısı söyleyeceğim rüzgarda.
Eski ama eskimeyen
bir kadın olacağım satırlarda..
Mezun olacağım kaderimden
kesiştikçe gurbetin çizgileri aynı yerde.
Dünyanın yusyuvarlak alnında
kaybolacak gölgelerim.
Uçsuzluk dolaşacak gözyaşımda
Bir dal gibi kırılacağım sonbaharda.
Kanayan renkler karışacak
umarsızlığın tablosuna.
Tırnak izleri bırakacağım
hiçliğin zehirli sularına
Senli benli sohbete dalacağım rüyalarımda.
Çalacak unutulmuş bir zamanı saatim
ikimizin yerine uyanacağım.
Bir kar tanesi temizleyecek
uzandığımız yeri.
İbrişimle büküp
eğireceğim cümleleri.
Uzun bir kışı başlattıkça sesim
Sus dökülecek toprağa
Gürültüden çatlayacak yüreğim..!


Ferdaca