1
Yorum
8
Beğeni
5,0
Puan
351
Okunma
Sararmış dudakların
mevsimi Mezopotamya yavrusu
Gönlümde kişneyen afiyet limanında
Bir alegoritma sardalyesine
Vurgunum çocuğumsu
bahenelere
Mim gibi dirsek çürüyen armanın
mateminde hülya kuruyorum
Ey Alfredo
Bir nazlı kelebeksin gönlümde
Çiçeklerin kurbağa gibi secde etmeden
Sen yâr yüzlü bulutlarda bir çift güneş
Birini sana getirdim.
Birini insanlara mektup diye düğününü
Kuruyorum
Arabam düğünüme
Hazırken
Sen utanıyordum yanıma binmeye
Sana vakfettim kendimi
Ayet gibi kürsüsünde bir değirmenin
Döndüren fındık fıstık
Seven yâre semazen huşusu kıble
Tatlısı burnunda bir şarkı gibi
Adım hıçkırıklarında
tutunan yapraklarım
yaz rüzgârı
Nârında öpülen ateş kangalı
Ey Alfredo
Gelinliği de bir elmas
Hatırına güvertede gemiyim
Buzdan vaveylâlarım nazardan
Sen görme diye suyu
sucumunda bir kavalcı gibi kalırken
Güz yapraklarında kaldın
Özlüyorum
Arkadaş
Bir yelpazede çilingir sofrasını
Oğlumun oğlusuyla
Çitle ardniyetinde
kıbleme çağıran cennetine
Bir ahvâl kalayım
Ey Alfredo
Burnum yanık şapkasını öğret bana
Gözün dolu bir ezan arkası
Çatalın grip olunca
Doluyum beni ademe atıfla...
Yunus tapancı...
5.0
100% (4)