18
Yorum
49
Beğeni
5,0
Puan
845
Okunma

Şairin dediği gibi;
’’Bazen içimden geleni yazıyorum, bazen içimden gideni...’’
ne içimden gelen bitti
ne içimden giden..
Merhametsiz bir kötülük var bu dünyada
sessizliğin içinde kurşuna dizilir umutlar
uçurum kenarı olur çığlıklar
köpek öldüren bir yalnızlığa tutulur fırtınalar
savaşlar ölümler mezarlar
kayıtsız yaşamlar
dipsiz kuyular
labirentler
ve duvarlar
dudak payı ile bardak arası aldatmalar
aşk misyoneri adamlar..
En iyisi gitmeli buralardan
bir kibrit çakıp acının köküne
yarenlik etmeli kör uykusuzluğa
durdurmalı çılgın akan kanı
çivilemeli yüreği hasretin en çıkmazına
tesbih yapıp çekmeli dört duvarı
gün ay ve yıllarca
söktürmeli şafağı Eyüp’ün sabrıyla..
Mücadeleci kimliğimizi de alarak yanımıza
gönüllü esaretine düşmeli kelimelerin
öncesiz ve sonrasız şiirleri
ezberletmeli kaleme
dünyanın bütün zenginliklerinin yanında
’’hiç’lik’’ düşürmeli özneye
kısa pantolonlu yüklemi
değiştirmeli eşsiz sevgiyle
içimizden ayrılmayan gölgeyi
tamamlamalı sıfatlar
bayram ziyaretiyle
gökyüzünü parselleyen
uçurtmalar çekmeli fiilleri özgürce..
Savaş karşıtı olsa da;
Giyinmeli şairler canlı bomba yeleğini
kayıtlara geçmeli bütün şiirler.
arşive alınmalı kan çanağı gözler
akıl sınırlarını zorlayan düşler
faili meçhul yakıcı ateşler
göğsünü dağ yapıp
göğsünden dağ çıkaran
ümidi gökyüzüne çıkaran neferler.
Uyandırın eski sözcükleri
ayakların altında ezilmesin gülşenler..!
Ferdaca