2
Yorum
18
Beğeni
0,0
Puan
877
Okunma

Ben düşmüş şafakta söz veren göz kapaklarım
Aramızdan çekilirken rüsvay olur
Tırmanırım kuşkonmazın dalındaki yuvana
Hicret etmiş sıcaklığın
İmkansızı özlerim işte
Kaysı sarısı öğlenin güneşi
Kamçısını sırtıma dik vururken
Acı çeken yaşlı sevdamın
Yastık altındaki ölümlük dirimliğinin
Mendilini çözerim
Değeri artan çeyrek bakışına dokunur kurak ellerim
Tepeden tırnağa damlar sağanak duygularım
Sırılsıklam özlerim işte
Vişne çürüğü İkindiler
Ezan çiçeklerini açtırırken
Tavşan uykusundaki hayalini dürter
Aynaları kıran eflatun hüznün şıngırtısı
Dik atılası özlerim işte
Kara erik gibi daldan düşen gecelere
Ay ışığı gülerken
Zihnimdeki masadan elime alırım tunçlaşmış yüzünü
Ela gözlerine bakarken düşerim gamzenin uçurumuna
Günde üç dört vakit
Böyle çeşit çeşit
Üç nokta yan yana
Ölesiye özlerim işte