Gönderdim yağmurları, kur yapsın diye sana
Sevgilim aşka hasret, yok mu çatlak dudağın
Kuru bir dal olsa da, sevgi getirir cana
Yok mu dur aşka hasret yeşerecek yaprağın.

Rüzgarları üfledim, çınladı mı kulağın
Aşka çıkmazda mısın, açılmaz mı sokağın
Kardelenler gönderdim, halen karlı mı dağın
Sevdalara dönmez mi sevdiceğim sapağın

Kuşlara ezberlettim, gülüm senin adını
Aşka bal değil misin, dilim bilmez tadını
Görmeden öleceğim, çok sevdiğim kadını
Döşüne yaslanacak yok mu senin toprağın.

Kılı kırk yarıyorum, düşlerimi seçerken
Yoldaşlık etmez misin, aşka bade içerken
Yetişip de binelim biz, aşk treni kaçarken
Ruhumu doyuracak yok mu senin otlağın.

Mutluluk yanağına, kondurduğum kelebek
Göğsümde papatyasın, açsana öbek öbek
Bu ozan sana meftun, sana muhtaç bir bebek
Sarıp sarmalayacak, yok mu senin kucağın.

Ozan Ali AYDIN