3
Yorum
13
Beğeni
5,0
Puan
1508
Okunma

Baykuşlar ötmeden önce
Uyumaya çalışırdım ben
Çoban yıldızına bakarken
Çok uzaklarda bir evde
Rüyalarımdan ...
Kömür yüklü katarlar geçerdi..
Ayva ısırığı zamanlardan kalma
Günlerimin hüzünlü yayınına dokunmak isterken
Gazoz kapağı dizerdim demir raylara
Ardından....
Çağırdım güvercinlerin hiçbiri
Konmazdı saçlarıma ...
Babamın geldiğini tütün kokusundan anlardım
Ve Annem çay bardaklarına demli şefkatini katarken
Kader kırışığı yüzünde ki acının
Sebebini hiç sormazdım...
Ben ha bire kurbağa taşlardım o yıllarda
Ispatan yolardım dere kenarlarında...
Ben kızıl çekirgeleri toplardım ceplerime
Ağustos sıcağında ...
Ve bilirdim ....
Kuşlar hangi çalıya yuva yapar
Yılanlar hangi kayanın altında saklanır
Dutlar hangi mevsimde dökülür
Kozalaklar ne zaman içini döker
Bilirdim ...
Leylak morunun kokusunu
Sümbüllerin naifliğini
Menekşenin utangaçlığını
Ve gülün kanatan dikenini ...
Çiğ damlası düşmeden önce
Uyumaya çalışırdım ben
Ekmek yanığı , buğday kırığına benzeyen bir evde
Sonra sabaha karşı çakallar ulurdu
Keklik tepeliğinin diğer yanında
Güneş küfür etmeden doğardı
Acı çeken Coğrafyaları andıran yüzüme ...
Tahta sandalyenin gıcırtısı kulağıma çarparken
Babam kaçak çay içerdi
Ölümün ayak seslerini beklerken..
Anam yufka hamurunu hazır ederdi akşamdan
Ablam bal kabağı koparırdı tarladan..
Bu kanalizasyon kokan şehre esir düşmen önce
Uyumaya çalışırdım ben
Yeşil sabunla yıkanan çarşafların üzerinde
Asma yaprakları
üzüm salkımları girerdi rüyalarıma ..
İstanbul ..
4 nisan 2021 pazar ...
5.0
100% (9)