7
Yorum
34
Beğeni
5,0
Puan
965
Okunma
boşluğumun Peygamber çiçeğine usulca inen gece’m
ağacı devrilmiş portakal kokusu cemrem
yaprakların serinliğinde soluyorum
nur’lu şebnemi
ışığında gönüllü hazal’ın keremli bahçesi
......
penceremdeki ondördümün mum şelalesi
yarım kalan herşeyin ardı gibi
büyük haykırışlar,sessiz konuşmalarla
gel bana
Meryem yüzlü çağımda
kalbimi dolduran âşıkların gelincik akı
susmanın en ulu makamından
doğuyor buğulu bakışlar
azlet beni
her uyanışımda nefesim kesik
bütün sesler kesik kesik!
ey benim sesini martılarla bölüştüğüm
ağrımı dindiren yankım
şafağın sözcüklerini yaracak ruhum
dağın arkasında sesin beni itiyor
dağların arkasındayım
çıksan,yüzünü görsem
ta derinlerime insem
son kez sarkıntılık etse kulakların
sesin benliğimle sevişecek
Aybenizlim
paramparça ruhumun tövbekar nüshası
surlarında bulut,hasret çıldıracak
kıvranırken bir yağmur gibi canım
kuş’un rağmına düşüp
nefesimin ekmek gibi
su gibi çektiği yerden tut
kader/sen şarabın iç çektiği
’ah’ etmem sana
yüzünde firdevsi ışık
dudaklarımda çeyizlik dantel
ah dünümün upuzun sükûneti
kırık kırlangıcın dağ ayazı
ah benim yarınlarımın ilham sancısı
ne gül,ne dün
yüzün bende solacak
suretim kendiyle çelişir aynalarda
içinde uzayıp giden hırkası
kapkara devrimin denklem damlası
ey benim duvardan duvara yolculuğum
Aybenizlim
herşeye rağmen
yüregini yüreğine yüklüyen yoluna râm olur
izine râm olan yol sonunda okyanus olur
hele benim gurbet kuş’umun
en haklı kavgası
bağrına tutuşan bahar dal’ım
Ey benim geceyi yumuşatan mah’ım
alnımın çatısında sarkan cehennem/
yokluğun kitabesinde tarihsiz ve tarif’siz an
düşün,zamanı ve aşkı
gözlerimin kuyusunda
......
5.0
100% (17)