17
Yorum
25
Beğeni
5,0
Puan
1086
Okunma

Bazen çok görmeye gerek yoktur o göze
İçinde yaşayan bilemez saklanan sırrı
Ötelerden hissediş bu özlemle
Memleket koktu bir an içimde sızı.
Kuytuları keşfe açtır, üstelik gizemli
Her inişi, çıkışı heyecandır görkemli
Yitip girmek var içinde ormanın
Bir masal dünyasına çıkar yol, aleni.
Dikine zorlu yamaçlar sunar manzara
Sakın kolayca çıkılacaktır sanma
Zirvesine ulaştığında yükseltinin
Keyfine doyulmaz bu zafer elbet senin.
Her adımında bir farklı yansır hayat orada
Ne gürültüsü var şehrin şimdi, ne bir kargaşa
Göğe bak ki gece vakti görürsün yıldızları
Oysa kentte sönmüştü onların ışıkları.
Ya göz daha iyi görür, ya renklerdir canlı
Herbir ağacın öyküsü gövdesinde saklı
Varsa şansın bulursun kırk yıllık yazıyı
Sevgiyi işlemiştir çakıyla, şimdi altmışlık dayı.
Açıl git alabildiğine yeşil denizde
Dinle sesini rüzgârın her esişinde
Suya kanmak ne de kolay ileriki derede
Memba gibidir o, salınır sessizce.
Ürpertir kimi zaman düşen kozalaklar seni
Yağmur sonrasıysa bu, zemin mantarla döşeli
Biraz okumasını bilen aç kalmaz bu mutfakta
Dikkatli bakanlar için çilekler hep rövaçta.
Tam içinde bütünleşmişken çıkar doruğuna hazzınız
Az önce önünüzden geçen karacaydı, şaşırdınız
Bakın daha neler geçecek bu sahnede önünüzden
Unutulmayacak anları resimleyin, fırsat varken.
Ve bu dinginlik veren terapidir yaşanan anı
Her fırsat buldukça açmalıdır bu sihirli kitabı
Yıllar öncesinden okunmuş olsa da kalıcıdır izleri
Mutluluğa açılan hatıralar hiç silinir mi?
Oğuzhan KÜLTE
5.0
100% (18)