2
Yorum
12
Beğeni
5,0
Puan
761
Okunma
AH BE SEYİT ONBAŞI
Çoktular , kalabalıktılar,
Ve lakin korkaktılar.
Gecenin şafağında,
Yani körkaranlıkta,
Sürdüler kara gemilerini.
Çanakkale boğazına.
O boğaz ki geçilmezdi.
Azgın emperyalizme bu ülke verilmezdi.
Seyit Onbaşı,
Yaşı yirmi altı
Sırtladı tam iki yüz on beş okkayı
Tökezledi ayağı, yılmadı Seyit Ali
Dalağı ha çatladı, ha çatlayacak,
Düşman gemilerine baktı .
Yerleştirdi top mermisini
Ocean ne kadar büyük,
ne kadar da parlaktı.
Denizden balıklar fırladı irili, ufaklı
Analar yol gözler kara duvaklı
Yaşmakları ıslandı göz yaşlarıyla,
Ne en ufak bir korku vardı yüreklerinde.
Ne de çatlak dudaklarında.
Tek düşünce oldular, yumak yumak.
Sıkılmış yumruklarını, emperyalizmin kafasına vurmaktı.
Son yumruk Seyit Ali oldu.
O yumruk ki Anadolu’da duyuldu.
Düşmanın yırtık sesi
Soğuk sularda boğuldu.
Ah be Seyit Onbaşı
At yok, öküz yok, bahçe ile toprak yok
Odun kesmiş satacak
Karnını doyuracak.
Hamallıktan çok çekti.
Öksürdü derin, derin
Koca adam gün be gün eridikçe eridi.
Ölüverdi aniden
Hastalığı veremdi.
Ömər Yalçın
18 Mart 2021
5.0
100% (5)