Bir varmış bir yokmuş ömür dediğin;
Yeniden doğmaya, nakit gerekmez…
Tek başına taşır insan kendini;
Ölüm nikâhına şahit gerekmez…

Hayat sahnesinde, perdeler iner;
Tükenir dertlerin sızılar diner;
Kapanır kapılar, ocağın söner;
Ölüm nikâhına şahit gerekmez…

Bekler sahibini nicedir kabir;
Usuldan açılır defter-i kebir;
Mahşerde gözünü açar misafir;
Ölüm nikâhına şahit gerekmez…

Bilinmez ne vakit duracak saat;
Beyhude anlarsın verilen vaat;
Böyledir neylersin böyledir hayat;
Ölüm nikâhına şahit gerekmez…

Yıkılır yıkılmaz denen kaleler;
Solar menekşeler solar laleler;
Noktasız, virgülsüz biter cümleler;
Ölüm nikâhına şahit gerekmez…

“Birazdan Ölürüm” diyeni duysan;
Rabbimin “Sev” diyen emrine uysan;
Elini merhamet dağına koysan;
Ölüm nikâhına şahit gerekmez…

Çarşamba, perşembe olsa ne yazar;
Belki cumartesi belki bir pazar;
Yazıp, yazacağım işte bu kadar;
Ölüm nikâhına şahit gerekmez…

Ali ALTINLI – 07.03.2021
Saat: 23:05