Öyle güzel ki adın
Beni ölüme yalvartacak
Yaşamak isteyecek kadar cahil
Yaşamak
Allah’dan isteyeceğim tek torpil olacak

Elbet
Beni öldürecek güzel bir şey çıkacak
Bilge bir acı sarmalayacak dört bir yanımı
Cesaretli ve heybetli
Mesala
Bir Ömer cesuru
Çünkü tohumunda vardır Ömer’lerin
Belki benim kanımda olan şey de bu

Yaşamak dilencilere kaç dirhem verildiyse bana da aynı
İhale ile satılan bir şey miydi yazgı
Ne güzel seninle dünya bakışımız
Sen sağır ben kör
Ne yapsam beni öldürür

Sana
Aşk şiirleri yazmadığım için kızgınım kendime
Üzülmek yeterli mi
Hangi dua beni affedecek
Bilen var mı?
Kefaret midir o beni sana sımsıkı bağlayacak
Neden beni sevecek kadar güzelsin

Oysa ben bu dünyadan âriyim
Alışveriş sadece dünyayla ilgim
Acınası bir yer çünkü burası
Hem eşref-i mahlûkat
Hem de esfele sâfilîn

Yemek yerken mesela
Bu ne güzel yemek deriz
Bu ne nefis yemek
Evet
Nefis ve yemek
İnsanlar artık şeytanı bile kıskandıracak kadar hırslı
Öyle mahzun ki peygamberim (s.a)
"Allahümme Salli ala seyyidine Muhammed"
Adı geçtiği halde salâvat getirmeyecek insanlar için
Ahlâk bilgisi vermek ne haddime
Ama ancak
Vesile olmak için değil mi şair

Ve yemek demişken
Ne güzeldir seninle bir kuru soğan ve ekmek

İsyan ve ayaklanmalar olmadıkça
Arsızlık at koşturan insanlar arasında
Dünya
Hangi çamur ile kirlendi bilmeli insanlar
Hangi çamur bizi kirletti

Alışkın olduğum acılar sadece
İnsanlar
Birbirlerini kandırmak ile meşhur
Olmadı mı her şey, bir şey olmazdan
Kız için
Yapsın daha genç
Erkek ise aslan parçası
Şeref madalyası verilecek neredeyse
Şeref böyle ise
Türküm doğruyum şerefsizim
İnsan olmayacağım o nedenle

Kaygılar beni bırakmayacak karıcığım
Beni yaşatacak şey senin gözlerin
İnsanlara ağır acılar yükledim hep
O kadar ağır ki gövdem
Koysam kafamı dizlerine
Ne o meşhur yorgunluk
Ne de yaylı bir yatak
O hissi anlatacak bir şey yok bende
Gücüm tükendi artık
Beni hafiflete bilecek mi ellerin

Mavi renkler gibi kızımın gülüşleri
Kuşlar ve çiçekler gibi seviyorum seni kadın

Ömer Altıntaş