5
Yorum
10
Beğeni
5,0
Puan
5469
Okunma

Rahmetini umarak
Günahkar bir dille
Allah Azze ve Celle
Ya Rasulallah
Âlemlere rahmet hayatın geçiyor kalbimizden
Kalbimizden seyrediyoruz seni
İşte
Bir yaşındasın
Beni Sa’d yurdundasın
Sana süt anne olmadı kadınlar
Bu yüzden dargın bulutlar
Bir damla yağmur indirmiyor
Kıtlık hüküm sürüyor beni Sa’d yurdunda
Minicik bir bulut var gökyüzünde
Sana meftun, sana âşık
Ayrılmıyor başucundan
İnsanlar yağmur duasında
Hz.Halime kucağına alıyor seni
Yüzünde bir gölgelik, seni güneşten korumak için
Oysa minicik bulut gökyüzünde
Sana aşık, sana kilitli
Ve dua eden rahibin kucağındasın
Dünyalar güzeli gözlerine bakıyor rahip
Kıtlığı da unutuyor, yağmuru da, duayı da
Ama sen unutmuyorsun
Uğruna canlarımız feda o güzel gözlerinle gökyüzüne bakıyorsun
O minicik bulut ilişiyor bakışlarına
Sonra nazlı nazlı yağmur damlaları iniyor buluttan
Altı yaşındasın
Medine-i Münevvere yolundasın
Yanında aziz annen
Ve Ümmü Eymen
Yetimliğini hissediyorsun baba kabristanında
Sonra yolda, Ebva’da öksüzlük karşılıyor seni
Mekke’ye annesiz giriyorsun
Abdulmuttalip bir başka seviyor seni
Ebu Talip bir başka seviyor
Ya Rasulallah
Mekke çocukları
annelerine seslenirlermiydi senin yanında
Onlar anne deyince sen yere mi bakardın
Mekke rüzgarları kaç gece gözyaşlarını taşıdı Ebva’ya
Kaç gece anne diye hıçkırdın
Yirmi beş yaşındasın
Ve bambaşkasın
Kimse sana denk değil
Şefkat yayıyor kokun
Güven veriyor sesin
Sen Muhammed-ül Emin’ sin
Otuz üç yaşındasın
Dalga dalga rahmet var
Otuz beş yaşındasın
Hadi gel bekletme yar
İniltiler çalıyor kapısını göklerin
Hadi gel bekletme yar
Sinesi çatlayacak Rasul bekleyenlerin
Hadi gel ey Yâr
Nurdağına davet var
İşte
Kırk yaşındasın
Ve Nur dağındasın
Cibril iniyor göklerden
Zerre zerre her yerden salat, selam yükseliyor sana
Sen kâinatın yüreğinden hasretle kopan ’ Ah! ’ sın
Karanlık gecelerimize sabahsın
Sen Nebiyullahsın
Sen Habibullahsın
Sen Rasulullahsın
Niye incittilerki seni sultanım
Niye işkence yaptılarki sana
Ebu Talip öldü diye mi bu pervasızca saldırılar
Himayesiz kaldın diye mi
Kabe’deki ağlayışın geliyor gözümüzün önüne
"Amca yokluğunu ne çabuk hissettirdin " diyişin
Haremde namaz kılışın geliyor aklımıza
Başına pislikler saçılıyor
Başlar feda o mübarek başına
Nasipsizler sana bakıp nasıl da gülüyor
Biri koşuyor
Biri koşuyor Mekke sokaklarından sana doğru
Biri koşuyor ama sanki yere inmiş Arş-ı Âla
’ Bu koşan kimdir ’ diye bir soru dolaşıyor boşlukta
Bu koşan kim?
Ve cevap veriyor biri
Muhammed’ in kızı Fatımatüz-Zehra
Seyitlerin anası...
O mübarek Yüzünü siliyor biricik kızın
Sana yeryüzünde en çok benzeyen
Yürümesi sen, gülmesi sen, ağlaması sen
"Ağlama kızım " diyişin geliyor aklımıza
Niye çıkardılar ki yurdundan seni
Himayesiz kaldın diye mi
Onlar bilmiyorlar mıydı seni himaye edeni
Seni yetim bulup barındıranı
Seni alemlere rahmet kılanı
Deli diyorlardı sana, sen susuyordun
Mecnun diyorlardı, şair diyorlardı, sen susuyordun
"Seni bizim elimizden kim kurtaracak?" diyorlardı
Sen "Allah!" diyordun
Allah Azze ve Celle
Semayı haşyet kaplıyordu
Sen "Allah!" diyince
Arş-ı Âla titriyordu
Sen
Bedir’ de "Allah!" diyordun
Üç bin melek iniyordu alaca atlarda
Yüz yirmi beş bin sahabi:
"Anam babam sana feda olsun" diyordu
Ya Rasulallah
Medine-i Münevvere sokaklarında yürüyordun
Neccar Oğulları’nın küçük kızları seni görünce
Sevinçten ne yapacaklarını bilememişlerdi
Onlara ’ Beni seviyor musunuz? ’ diye sormuştun
’Evet, Ya Habiballah, seni çok seviyoruz’ demişlerdi
Sen de
’ Allah biliyor ki ben de sizi çok seviyorum’ buyurmuşdun
Bu gün yaşayan gençler var
Neccar Oğulları’nın kızları diğil belki
Ama seni onlar da çok seviyor
Gözyaşlarından belli ki seni canlarından çok seviyorlar
Senden başka kimseleri yok
Allah biliyor ki sen onları da çok seviyorsun
Atmış üç yaşındasın
Refik-i Âla duasındasın
Senin için siyah yünden çizgili bir cüppe dokunmuştu
Kenarları beyazdı
Onu giyerek ashabının yanına çıkmıştın
Ve mübarek ellerini dizine vurarak
"Görüyor musunuz ne kadar güzel" demiştin
Meclisinde bulunan biri sana seslenmişti
" Anam, babam sana feda olsun, ya Rasulallah, onu bana verir misiniz
Niye istemişti ki senden sevdiğini bile bile
İstendiğinde katiyyen ’ hayır ’ demediğini bile bile
’ Peki ’ dedin o zata
Sen yine yamalı, eski cübbeni giydin
Dostuna kavuşmana bir hafta kalmıştı
Aynı cübbeden yine diktirdiler sana
Ama giyinmek nasip olmadı
Haberler uçurmuştun Ebu Hureyre’ nin diliyle
"Benden sonra öyle kimseler gelecek ki
Keşke peygamberi görseydik de
Ne malımız ne de evladımız olsaydı diyecekler "
Ve Hz. Enes ile paylaşmıştın özlemini
"Beni görmedikleri halde
Bana iman eden kardeşlerimi görmeyi çok isterdim"
Sultanım!
Ey Medine minberinde ’ ümmetim, ümmetim diye hüznü giyen sevgili
Ey Mekke mihrabında alemler hesabına ’ Allah! ’ diyen sevgili
Bize lütfu ilahi bahşedilen kapına diz çöktük, biât ettik
Rabbinden bize ne getirdi isen amenna
Duyduk, itaat ettik
Ya Rasulallah
Sen
Hâlâ kırk yaşındasın
Ve hâlâ
Ümmetinin başındasın
Dursun Ali Erzincanlı
Yorum / Ömer Altıntaş
5.0
100% (7)