Sağnak yağmurlar gibi yağıp dolsam ruhuna,
Günahını boynuma alsam ne farkeder ki,
Taştan bile sert kalbin, rastlasan da şuhuna,
Sözü bal gözü ceylan olsam ne farkeder ki.


Gök kubbe çatlayarak eşlik etse çağrıma,
Hekimler türlü ottan merhem sürse bağrıma,
Senin elin değilse fayda etmez ağrıma,
Başka gönülde şifa bulsam ne farkeder ki.


Zaman iyilik yapsa, daha bir yavaş aksa,
Muhabbet damağımda ebedi tat bıraksa,
Dünya dedikleri han, misafire konaksa,
Bir müddet daha fazla kalsam ne farkeder ki.


Haber verse gidenler , bizi neler bekliyor
Bazısından azaltıp bazısına ekliyor,
Kulun hakkına giren ,sıratta emekliyor,
Seninle helalleşip ölsem ne farkeder ki.


Zehrin üstünü balla örterek olmaz şifa,
Kökünden değişmeli,bütün hisler bu defa,
Sevgi sunulmaz ise çekilmez artık cefa,
Yanımda olduğunu bilsem ne farkeder ki.


Gizli saklı tebessüm gururdan besleniyor,
Dilim sustukça sanki satırlar sesleniyor,
Tam geçti derken içim yeniden hisleniyor,
Her yerden izlerini silsem ne farkeder ki.


Boyun eğişim bil ki sana inandığımdan
Haberin yok ,bu yüzden,hala kınandığımdan,
Üzerime aldığım yükle sınandığımdan,
Günden güne sararıp solsam ne farkeder ki.


Çatlamış dudaklara sürülen zemzem gibi,
Son nefeste dillerin ikrarı elzem gibi,
Kainat her zerrede çözülen gizem gibi,
Eşyanın hikmetiyle dolsam ne farkeder ki.


Yaramaz ki işine ,dilersen ezip de geç,
Benliğim paçavraya dönecek er ya da geç,
Ölçüsünü kaybetmiş , yazık, akılda süzgeç,
Kendini doğru sanan kulsam ne farkeder ki.


Varıp aşkın sonuna, pay alalım cemalden,
Günden güne kuruyan güle benzer ihmalden,
Yüzünü okşayarak geçip gitsem şimalden
Göğsüne doğru esen yelsem ne farkeder ki...