KADIN CİNAYETİ
Beyaz, parlak bir hilal gibi ince,
Hayaller kurardı kendince.
Bir keçi gibi, satılarak üç kuruşluk başlık parasına.
Mal pazarında kurnaz ve cambaz birisine,
Gelin edildi daha on yedisinde.
Pis ekşimiş şarap kokusu dolardı ciğerlerine.
Keçi cambazı kocası öptüğünde.
Hep sakın kalmayı denedi.
Attı dertlerini içine içine.
Hiç kimseye bir şey diyemedi.
Geceler boyu işkencede,
Pis sarhoş naraları ezberledi
Günde üç öğün aylarca, senelerce.

Tam kış ortasında evden kaçtı.
Nazik bir ceylan gibi ürkek ve korkaktı.
Artık meskeni karanlık bir sokaktı.
Bir değil, binbir sarhoş,
Biri aldı biri sattı.
İki kürek kemiği arasında üç bıçak izi kaldı.
Yirmisine girdiğinde, elli yaş yaşamıştı.
Toy bir delikanlı yanaştı kaldırımda,
Sapladı iki ucu sivri bıçağını.
Tam kalbinin altına gün ortasında.
"Ah abla ölme n’olursun" diyerek
Çöktü dizlerinin üstüne,
Çok özür dileyerek.
İki metre gitti yılan gibi sürünerek,
Baktı delikanlının gözlerine .
Ölmeden önce son kez gülerek,
Neden ? dedi son kere
Delikanlı işaretle gösterdi keçi tüccarını.
İşte o anda öğrendi gerçek cellatını.
Var gücüyle kalktı ayağa
Son tükrüğünü savurdu suratına.
Bir gülümseme yayıldı solgun yanaklarına
Artık ölmeyecekti bir daha bir daha
Kapandı gözleri sokak ortasında.
Günün gazetelerinde bir manşet
Bir kadın cinayeti daha.....

Ömər Yalçın
16/02/2022