2
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1096
Okunma

Bu şehirde,yorgun figuranlar,subyan çocuklar var
Asırlık çınara,sokak lambalarının kısık aydınlığı vururken
Eski arnavut taşlı kaldırımda,hicaz ruhuyla bir sarhoş yürür
Bestesi mahur,sözleri anonim bir şarkı çalar
Tam karşıda kız kulesi,
Boynu bukuk ahşap binanın, ust katında dua ederken ninesi
İşte tamda o an!
Sarhoş adam ulu orta kusmuklarını salar.
Bu şehirde,taş duvarlar,bağrı yananlar var
Çocuk ağlama!
Senin düşlerini kimse duymaz uyurken
Ne zaman pencerene bir güvercin konar,seni görür.
İşte o zaman kalbi sızlar
Sayfaları sararmış kitabının, son sayfasından çıkagelir masal perisi
Sen masalları yalan san
En güzel masallar,en kötü sonlarla ölür
Bu şehirde,Kuru kalabalıklar,suçsuz sanıklar var
Gözleri asılmış darağacına
Herkes birbirine hesap sorarken
Ak sakallı bi ihtiyar başımı okşar, beni aklar
Alacakaranlık bastırır iyiden iyiye
Yıldızlar sırayla yerlerini alır
Ay; en masum duruşuyla poz verir
Sır vermez gölgem,hep bi şeyler saklar
Bu şehirde,bankta yatanlar,simit satanlar var
Umuda çentik atarcasına
Dişlerini göstermeyen itlerden,korkup kaçarken
Öbür yanında şehrin kuş tüyü yataklar
Sokak zaptiyesi bağırır bana, bir kediyi sevdim diye
Gözlerim kanlanır,midem bulanır
Bir kartenesi düşer,şakağımda erir
Annem bana bir daha sokağa çıkmayı yasaklar