18
Yorum
42
Beğeni
0,0
Puan
1115
Okunma

tepegözdü pencerelerimiz toprak evlerde
yine de ağaçlara düşerdi gölgemiz
maviyi arayıp durmazdık apartmanlar arasında
kapımızı açıp sokağa çıktığımızda
kucaklardı masmavi gökyüzümüz
seke seke yürürdü yaz
çok sorunumuz varmış aslında duymazdık
bizden kararmazdı ki bulutlar
yol bizden daralmaz
su bizden kesilmez
bizden kilitlenmezdi dilimiz
yürürdük önümüze serilen yolda
bilmezdik biz büyütür, küçültürüz ekmekleri
elimizle karar, biz verirdik fırına
sanmazdık, yağmurlar bizden yağar
bizden akar, damımızdan içeriye sular
toprak kurur çatlar
bizim yüzümüzden güler, ağlar bebeler
toplaşırdık bir gaz lambasının altına
kimimiz dantel örer, nakış işler
kimimiz okur, yazardık
küfürlerimiz zararsızdı, bizeydi
ileri gitmezdi bacak arasından
sokaklar tozmuş, dumanmış, bilmezdik
bize dokunmayan yılan bin yaşasın felsefesi vardı çoğumuzun
bize dokunmayan sel
bize dokunmayan zaman
aldanmışız
haberimiz yoktu ’hayır’ demekten
önümüze eğilmişti başımız
ezil ha ezil
değildi de ilkemiz
görmezdik
bize gösterdiler anam
köşede bir yer minderi
pısmıştık altına
cırcır böceği öterdi de ağaçlarda
biz konuşmazdık
dağlarda melerdi kuzular
kurtlar ulurdu
kavalını hüzünle üflerdi çoban
kavaklar susar, dinlerdi
ağaçkakan delerdi bir ağacı
yollar uçurumlara uçurumlara
incelirdi
biz konuşmazdık anam
sanki kesilmişti ses tellerimiz
bir ameliyathanede
gözümüzü açmaktan ürkerdik
talan edildi bahçelerimiz, evlerimiz
yarıldı dağlar boydan boya
yürüyeceğimiz yollar
yiyeceğimiz ekmekler satıldı
yediklerimizi kustuk sanki
maviliğimizi öğürdük
biz konuşmayı bilmezdik anam
karşı durmazdık
valla çapulcu falan da değiliz
değildik
ne de çanak yalayıcı halayık
kimden öğrendik bu direnişi!
yeşili istiyoruz!..
13. 06. 2013 / Nazik Gülünay