4
Yorum
7
Beğeni
5,0
Puan
932
Okunma

Ürperir teşrinlerin soğuğundan
Bakar durur bir vakit camdan dışarı
Bilseniz, o ne yaramaz ne haşarı
Bazen sarkar balkonun korkuluğundan
"Miyav" der, sofrasına çağırır
Cevizin dalındaki kuşları
Sonra kapımda bir tıkırtı bir ayak sesi
İçimde bir kıpırtı bir helecan
İşte vefanın hüznü güzelleştirdiği an
Gezinir durur duvarlarda gölgesi
Yılışır, nazlı nazlı ellerime dokunur
Görülmemiş sadakatin böylesi
An olur serpilir halının üzerine
Odamı bir sıcaklık bir mırıltı kuşatır
Bir ışık parçası düşer gözlerine
Arada birkaç riyasız bakış fırlatır
Dışarıda kar, çatıda rüzgâr uğultusu
Saadetin en güzel anını yaşatır
Bahar gelir çıkarız asude kırlara
Koşarız o ağaç gölgesi şu çalı dibi
Birlikte dinleriz çalıkta öten Andelib’i
Yitirir gibi olurum onu bir ara
İçime hicrandan bir ateş düşer
Aranır dururum çılgınlar gibi
Yağmur mudur yakut mudur gözleri
Öyle şiirin öyle naif öyle mülayim
Varlığı ki huzur verir her daim
Yalnızlıktan müşteki şu günleri
Acıtmadan bölüşürüz an be an
Ben sevginin böylesini hiç bilmedim
Makoş’um benim, güzel kedim!
(2020)
Ali Rıza Atasoy
5.0
100% (5)