sakladığım saklım...
sanma sana olan sevda biterde gider.
sen herkesin bildiği saklanan değilsin.
sen;
gizlice sarıp sarmaladığım
gizlice gizli saklı masallara iliştirip
göz önünde göstermediğim...
sen;
sadakatle açık avuçlarımdan düşmeyen
hoyrat denizin dalgalarından kıyıya vuran
ama vurgunlarını belli ettirmediğim...
sen;
romanların son sayfalarına sakladığım heyecan,
bilinmeyen yanlar kadar bildirmediğim...
sen;
gündoğumunda doğan
günbatımında batan güneş yangını...
gökyüzünden aşırmak istediğim ufuk çizgim...
sen;
güldalı gibi incecik
ince eleyip sık dokuduğum akşam yıldızlarımda parlayanım...
sen;
sancı dolu akşamlarda kıvranırken
beni geçişlere çekenim...
geçmişimden geleceğime geçiş olanım...
sen;
güneş yangını,
gönül ağrısı,
ömür sancısı...
sen;
sen olanım,
gizlim,saklım
gizlisaklı sevdiğim , gizli kapaklı özlediğim
özelim özlenenim...
sen;
dün gibi yarın, bugün gibi dün...
hergerçek kadar yalan, her yalan gibi dürüst...
bir can kadar var bir var gibi yok...
bildiğim kadarıyla bildirmediğim,
bilmediğimi bildirenim...
sen;
vucut zerrelerindeki tuhaflık...
iç geçiren, iç geçirten...
keşkeler kadar keşkesiz,
iyki olanlar kadar umursuz...

sen; su damlalarının çoğalıp boyumu aşıran dalgası...
sen; çoğalarak gemime deniz olan...
sen; büyüyen beni içine alan,
kendi varlığını aşmış;
OkYaNuS mAvİm...
... ... ...