0
Yorum
9
Beğeni
0,0
Puan
540
Okunma

erken başlamıştı
soğukla konuşmalarım
kar taneleri
ellerime
dokunmadan önce
karanlık bir kış uğultusunu
ilk kez duyduğumda
ceplerinden birindeydim annemin
ve sesler
zamanın ta kendisiydiler
babamın gelişinin
ve gidişinin
açılıp kapanışı
kapıların ve perdelerin
annemin bıraktığı yerde
babamın tamamladığı
rüyalara gebe
usul muhabbetlerin
gözyaşıyla konuşmalarım da
erken başlamıştı benim
su tanelerinin şeffaflığı
gözlerimi kamaştırmadan önce
ne çok ağlıyordu annem
babamsa hiç
ne çok üşüyordu annem
babamsa hiç
sadece sesini duyduğum
bu üşümeyen ve ağlamayan adamı
bir gün güneşe benzeteceğimden
habersizdim henüz
kuşlarla ve yıldızlarla konuşup
toprağa tapacağından
ve beni bir kez de
onun doğuracağından
habersizdim
ey bir insanı iki kişiden
doğuran dünya
sen yazmadın mı bu yalnızlığı
parmak uçlarıma
ey soğuk taşlarda yankılanan
ölümün kutsanmış sesi
gövdemi titreten
hayal kandilleri sönmeden
ışıksız ve gülsüz
ve ıslak bahçelere
götürüp bırakma beni
nasılsa bir gün
tanrılarla konuşmayı da öğrenirim ben
-erkenden
hulyaperest