0
Yorum
4
Beğeni
0,0
Puan
928
Okunma

Kasayı çıkartıp masanın üstüne koydu.
Kilitliydi.
Anahtarların yanındaki küçük çakı ile kilidini açmayı denedi. Olmadı.
.
.
Mutfağa giderek orada bulduğu bir tornavida ile kilidi zorladı.
Yine açamadı.
Odanın sessizliği içinde karşı taraftaki telefonun çaldığı duyuluyordu.
«Neymiş o?»
.
.
«Para peşinde koşuyor değil mi?«
«Gizlice nişanlımın evine girdim»
«Olamaz!»
odasındaki dolabında bulduğum bir kasayı aldım»
Gözlerini kapatmıştı.
.
.
«Kasayı eve getirdim ve kapağını kırdım»
O kasayı kırarken sen de orada miydin?
Bunların kasadan çıktığına emin misin?
«Pekâlâ,» dedi.
.
.
«Belki de ilk başta onu çeken para olmuştu.»
Zorla gülümsedi,
«Hayatımda ilk defa paran olduğu için teşekkür borçluyum sana.»
.
.
Şimdi bir oturma odasına girmişti.
Kadife koltukların kolları aşınmıştı.
Pencerelerdeki perdeler kapalıydı.
Çerçeveli resimlerin kenarlarında çeşitli vesikalık iliştirilmişti.
.
.
Sansar hep gülümsüyordu.
Hep para için, senin o kıymetli paran için, değil mi?
İşte budur senin zihninden geçen!
Siz kimsiniz, kuzum?
.
.
Siz ne karışıyorsunuz bu işe?
Bu zevki tatmadım henüz.
O zaman lütfen bana burada ne aradığınızı söyler misiniz?
Uzun bir hikâye bu.
.
.
Polisin ne dediğini duydunuz...
«Bir hırsızmış!»
.
.
Yani sizden hoşlanmadığımı mı söylemek istiyorsunuz?
Hayır, doğru değil bu.
Niyetlerinizden bir an bile kuşkulanmadım.
Ona karşı bir gençlik heyecanı gösterdiniz...
.
.
Fakat çabalarınız bana çok acı verecek yollara yönelmişti.
«Nişanlının intihar etmediğine inanmayı istemez miydim sanıyorsunuz?»
«intihar etmedi!»
.
.
Gülümseyerek nişanlısına baktı.
Kız güldü.
Bir dakika sonra kız adamın yanına geldi.
.
.
«Hayrola, yüzümde birşey mi var?» diye sordu.
«Ne?»
«Bakıyordun da.»
«Yoo, hayır, hayır.
Birşey içmek ister miydin?»
«Evet.»
.
.
.........Hakkari Çukurca 30