2
Yorum
10
Beğeni
0,0
Puan
741
Okunma

Mahinûr 10.bölümden devam
Kaza gününden sonra sanki zaman durmuştu
Bahtım ta ciğerime paslı hançer vurmuştu
Ne yapsam da nafile elden ne gelir kader
O efsûni sevdadan kalanı sade keder
Ne bir Mecnûn misâli ne Fuzuli eseri
Öyle bir sevdaydı ki ölümden de ileri
Şimdi bir yarım öksüz diğer yarım da yetim
Korkuyorum kimsesiz bitecek nihayetim
Adı Mahinûr idi zeytin gözlü ceylanın
Cihânda eşi yoktu emsâlsiz mihribânın
Ne yazacak bir mektup ne avdet ümidim var
Belki de bir gün diyen rüyalarım târ-û mâr
Sinemde alev alev gönül eyvahı vardı
Gözlerimde hasretin yorgun günâhı vardı
Her sokak Mahinûr’du her gölge Mahinûr’du
Onun olmadığı yer kırık sırçadan surdu
Her sabah ezanında seccadedeydi izim
Saatlerce Mevla’ya ağlıyordum azizim
Ve bir gün ahşap kapım inledi acı acı
Açtığımda yüzüme gülüyordu postacı
Mektubun var diyordu be hey yaralı aşık
Belki de yasak artık sana bu yalnız eşik
Sevdiğin o canândan haber geldi bu defa
Sağlığına delildir hakkındır artık sefâ
Evet mektup onundu ve onun yazısıydı
Sineme veda eden ayrılık sızısıydı
Titreyen ellerimle zor bela açtım zarfı
Evet evet onundu her satırı her harfi
Gözyaşından ıslanan yazı yer yer dağılmış
Üstünde hasretinin hıçkırığı boğulmuş
Yudum yudum okudum "evet benim" diyordu
"Bilsen bu kara günler beni nasıl da yordu
O kara gözlerinden kaldır kanlı yaşını
Dimdik doğrul ve sevin artık eğme başını "
Sadre şifâ gibiydi sinemden çıkan nefes
Öyle mesrûr idim ki dar geliyordu kafes
Mahinûr yaşıyordu artık ölüm bana ar
Bu hâlimi görürse kahrolmaz mı o dil-dâr
Bambaşka görüyordum âsûmânı ve yeri
Meyus olma diyordum artık yeter Makberî
Makberî
Devam edecek..