6
Yorum
14
Beğeni
5,0
Puan
492
Okunma
Bu diyârda dertten derde göçülür;
Şer içinden ehven-i şer seçilir.
Utuzdukça beyaz sayfa açılır
Ve dalınır hayat keşmekeşine;
Şaşmadım dünyanın hiçbir işine.
Şöyle baksan koskoca bir gurbettir;
İçip kansan ağu dolu şerbettir.
Ölü ibrettir de diri arbettir.
Dönüp düşer acziyetin peşine;
Şaşmadım dünyanın hiçbir işine.
Vay şu "dünya ne yalan tapmacadır?"
Makam, mevki ve köşe kapmacadır,
Eğri gidip düz yoldan sapmacadır.
Hayrı yok, zararı var güneşine;
Şaşmadım dünyanın hiçbir işine.
Her cefâyı altın tepside sunar;
Sefâyla ihtiras nârında yunar.
Şeytan dahi öyle mahlûku kınar.
Tükürmezler nâmertliğin leşine;
Şaşmadım dünyanın hiçbir işine.
Bir tek kelâm zülf-i yâre dokunur;
Saz susar ve söz dudaktan sakınır.
Ne baht uyanır ne tâlih yekinir.
Sataşmasa şu Gezer’in işi ne?
Şaşmadım dünyanın hiçbir işine.
5.0
100% (7)