Paranın öldürdüğü ruh, kılıcın öldürdüğü bedenden fazladır. walter scott
BKaraer
BKaraer

İki Kere Öldüm Bir kere Yaşadım-Je Suis Malade

Yorum

İki Kere Öldüm Bir kere Yaşadım-Je Suis Malade

2

Yorum

18

Beğeni

0,0

Puan

1635

Okunma

İki Kere Öldüm Bir kere Yaşadım-Je Suis Malade

İki Kere Öldüm Bir kere Yaşadım-Je Suis Malade

Dışarda şimşekler çakıyor
Beethoven ölüm döşeğinde
Odada mum kokusu
Yumruğunu havaya kaldırarak..
" Alkışlayın dostlar komedi bitti.."
Son sözleri..

Bende bu sözler ile şimşekler çakarken,
Veda edebilseydim..
İki kere öldüm bir kere yaşadım
Şimşekler zemberek gibi boşanırken,
Bana çarpsa belki akıllanır,
Dünyanın en kayıtsız insanı olurdum.

İçimdeki ve evrendeki müzik
Kalbimin sessiz mezar olmasını engelliyor
Susan nöronlar mezarım
Benim beyazım meğerse siyahmış
Hiç dutları silkeleyen çarşafı tuttunuz mu.?
Her köşeden tutardık.
İçmeden sarhoş olmuş gibi
Dutların zıplayışı ile neşe bulurduk
Dut ağacı yok
Dutları tuttuğumuz çarşafta, ,
Çarşafı tutan insanlar bir bir gitti

Dut ağacı yok..
Yok olmak kelime değilmiş öğrendik.
Ben ve arkadaşım büyüdük
Orta yaşlardayız.
Büyüdük hasta olmayı öğrendik
Sol ayak dizimin dış yanal kısmında
Doğum lekesinin kişilik bozukları,Beni hasta etmedi.

ATLARI VURMAK..

Dünyayı ne yazık ki atlar yönetmiyor.
İnsan yiyen at yok, at yiyen insan var.
Atları besledik.,
Onlara ahır verdik..
Yarış atı yaptık,
At ve tablo satın aldı zenginlerimiz.
Evet sevdik
Ayağını kırınca vurduk.
Atlar için tek bir şey veremedik.
Atlara özgürlüğünü

Atlar asil ve özgür ruhlu hayvanlar.
Bizler bu özgür ruhunu elinden aldık
Para ile kirlendi dünyanın özgür ruhları
Sevgi nezaket ve nezihlik tevazu unutuldu.
Atları vurmak..Bacaklarımız kırık


Atlar ayakta bile uyur.
Atlar ve ağaçlar ayakta ölmeli
Belki dünya ile atların kaderi aynı.
Sevgi yok, kurtarmak için mücadele yok.
Atlarla birlikte insanda kaybetti ruhunu
JE SUİS MALADE..

Dalida’nın şarkısındaki gibi..
Evet ben hastayım ve ruhum yaralı..
Atı vururken , sahibini durduramayan kahya gibiyiz
İçim kan ağlasada, atların vurulmasına seyirci kaldık.
Evet ben hastayım,çok fazla acı var.
Ruhumu kurtarmak için
Hasta olmayı göze aldım.

Hasta olmak kayıp tatilimdir

Atlardan farkımız yok.
Tarihi eski ingiliz folk şarkısı derki
Adam ve kadın toprağı ekerken
Efendi yoktu
Çocuk ..!
Oyuncak trenini boşa sallama
Pili bitti bizimde ruhumuz tükendi
Nasıl oldu da efendiler ile bir tabutta yaşadık, çürüyen etine ve ölen derisine
Razı olduk.


Mal mülk sahipleri servetlerini korumak için
Öyle duvarlar yaptılar ki
68 ve 78 gençliğin gözleri kor ateş ile yanıyordu
Bizleri o, duvara konan sinek gibi gördüler.
Sineği ezmek için tank kullandılar.
Evet ben hastayım, O kor ateş gözlü gençlik yok.
Atlarla dünyanın kaderi aynı..

Bu sömürü yalan nereye kadar.
Gençlik sınıfın emekçi sınıfı yerin orası
Kurye gibi sizi evde bulamadık sözleri ile yetinme
Gözlerindeki kor ateşten dünya yansın

Evet ben hastayım
Sorunların çıkış noktasında
delicesine
Deli bile değiliz.
Fazla akıllı geçiniyoruz.
Kimsesizler mezarlığında yatan
Benim cansız bedenim mi.,
Ülkem ve dünyanın ezilen yaralı yüzlerimi
Hep birlikte kimsesizler mezarlığında yatıyoruz.
Hasta olduğunu bilmeyen ölüler,
Ben hasta olduğumu biliyorum.

Bu acım binlerce yıllık sanki
Ben hastayım zıpkın yemiş gibi
Dünyayı sırtlanmış atlas gibi yüküm ağır
Prometheus gibi ölemedim
Ciğerlerimi her gün kartal yiyor
İdam edilmiş mahkumun
Boynundaki morluklar kadar
Kadehimdeki zehiri içmeye mahkum edildim ve ben hastayım.

Öyle sarhoş olsak ki
Acılarımızı unutsak
Doldur be meyhaneci
Ben ve arkadaşıma iki kadeh koyma
On tane kadeh koy
Acılarımız kadehlere sığmaz oldu.
Nede olsa karşında iki hasta adam var.

Evet ben hastayım..
Ölümü anlatmak istesem..
Evden dışarıya mı çıkıyorsun
Yoksa çıkar gibi mi yapıyorsun


Evet ben hasta oldum
İki kere öldüm bir kere yaşadım.
İki kere doğdum bir kere yaşadım
Aslında yüz kaslarımı hareket ettiren ne
Bir gülümseme ve hüzün
Hasta kokteyim zihin aparatım
Ağustos ayında kar yağmak gibi
Ağaçların insana ihtiyacı yok
İnsanların ağaçlara ihtiyacı var

En iyisi dünyayı ağaçlara bırakıp çekip gitmek.
1988 Yılında,
28 temmuzu 29 temmuza bağlayan gece
Ölüm bana gelmeden ben ölüme gittim.


Masaya dökülen şarap gibi
24 saat komada kaldım.
Kendim yok, acı ve hissetmek yok
Uyku ve ölüm arası var.
Hesapta olmayan, ..
Benim unuttuğum şey
Beynimin ne kadar güçlü savaşçı oldugunu.
Geri döndüm.
Ben mi ölümü kovaladım. Ölüm benimi kovalamaktan vazgeçti.
Her iki olay doğru olabilir
GERİ DÖNDÜM



Karanlıkta merdivenlerden inerken,
El fenerin zayıflayan ölümsü ışığında
Yıldızlar sokak lambaları gibi göz kırpıyor.
Geri döndüm.
Vaat edilmiş topraklarım yok.
Cennet ve cehennem yok.
Kutsal kitaplar yok.
Kurulmuş bir saat gibi
Sabah uyanmak, akşam ev ve dış mekanlar, beden diliyle akıl dilini eşitlemek
Beden kaybedilmeden önce
Striptiz yapılan canlı giysi nesneleri..

Tekrar tekrar düşünün
Bizlere ait hayat gibi görünen sizin hayatınız mı..?
Yıldızları ceplerinize koyup bir dağa gitmek varken, çelik olmaya çalışan cam kırıklarına hiç mi etinizi bir parçanızı hiç mi bırakmadınız.. . Heyhat bu beden yer içer, uyur,hasta olur ve ölür..

Olağanüstü şeylerin sıradanlaştığını
Sıradan insanlar olağanüstü davrandığını hayal ediyorum, hissetmek başka
İnsanlar robotlardan korkmasın
Kendileri robot gibi programlanmış bir hayatı yaşıyor. Başarıya mahkum edilmiş gibi.. Korkarım
kendi robotluğu ile yetinmeyerek android robotlara akıl verecek. Aynaya bir daha bakın.


KAYBOLMAK


Acınızı bedenle unutursunuz
Ya beynindeki acıları..
Unutmaz, bir an sizi unuturmaz
Ayna.. Aynalar
Aynaya baktım yüzüm yoktu.
Bir aynaya baktım birde traş bıçağına
Traş bıçağını gördüm. Merhaba prosoagnosik

-Kendi kendime mimikler hatların ifadesi kalabalıktı. Tıpkı ortopedi doktorun kalçama göz koyması
üzerine benim
-"Sağ tarafımı kullanmıyordum ki. "
Al senin olsun


Dikkat algı bellek gibi..
simgesel işlevleriniz için saklambaç oynadınız mı..?
Okuma ve yazma yeteneklerim etkilendiğinde..
Şair doğum lekesi gibi Yetenekli doğmaz. ancak şair ölünür
İnsanların yüzleri koyunlar gibi birbirine benzediği zamanlar..
İyi ki bir koyun benden hesap sormadı.
Beynim unutmamak için mücadele ettiğinde
-"Sarhoş oldum. "
Baktığım her yüzde ve nesnelerde..
Renkleri gördüğüm zamanlar
LSD kullanmak için zengin oğlanlar gibi
Bir ton para ödemedim ..veya
Çizgi film şirinler aramızda
Ben hasta oldum, iki kere öldüm bir kere yaşadım
. Şimdi intikamımı böyle alıyorum.
Ya o beni paspas yapacaktı yada ben
Önemli bir olayı önemsiz paspas yaparak ve sıradanlaştırarak.
Aranızdayım. ..
Beyniniz için mücadele edin. Ölümün elinden bazı şeyleri şiirle almak
Yok olmadan veya yok edilmeden
Ne mavi dolunay var
Nede ben kurt adam oldum
En iyi son nedir bilirmisiniz.?
Çığlık atacak kadar vaktin olmamasıdır.

Sıradanlık bedenle ölür zihin ile yaşar.
Sıradanlık var olur, yaşamaz
Bir takvimi vardır doğar ölür
İkisi arası var olur. Yaşamak hissetmeyi hissetmektir.
Düşünün insanlar düşünün
Taksitlerinizi, harcamalarınızı, faturalarınızı
Düşünün bunları düşünmek insanlık suçu değil. Lakin balonlar gibi yükselen düşünceleride
kayıtsız kalmayın.
Zihin aklınıza gelince.
Asla uyumayan beyin Fernando Pessoa gelsin
Fernando Pessoa aklıma gelince
Napolyon’un anıt mezarında içkisini içen
Ayyaş ihtiyar adam geliyor
Napolyon kemikleri ile gömülü, ayyaş
Sıradan acıların paltosunda
Bedeni ile içiyor..
Bedeni ölen Pessoa sandıktan 25 bin sayfan çıktı. Ayyaşta ölecek ve gömülecek
Bedeni gibi zihni de yok olacak

Çok bedenler şehirler yok oldu
Zaman atlı karınca gibi dönecek
Yüzyıllar vardır ki.. nice halk kabilenin
Dilleri artık günümüzde yok
Sözlerini suya yazılıp kayboldu atlantis
Yazılı metinler milletlerin kalbindeki akıldır
Şairleri, yazarları olmayan milletler
Kumsalları olmayan kayalık denizdir
Kahrolası yok oluşa
Kahrolası var oluş

Dahi ,Zengin, yoksul
Sevgi ve neşe, acılar
Nicelikler ve nitelikler
Dahilik..,,
İnsanların en azının ..
En azında bulunan dahilik..
100 yılda bir insan dünyaya gelir Dahidir...Dahiler tanrı vergisi değildir
Sezgileri, olayları kavrama zekası
İç dünyasının zenginlikleri bile bir dahileri
Anlatmayı yetmez…


Zenginlik..
Doğuştan zengin.olanlar vardır.
Birde sonradan zengin olanlar..
Onları tanımak..
dahileri tanımaktan kolaydır
Giyimleri, konuşma tarzları ,
Ha entellektüel olmaları bir şeyi değiştirmez.Güneşin kendi efraflarında
Döndüğünü sanırlar.
İnsanın kirini ahlakını satın alır. Açlığı ve görgüsüzlüğü ile
Dünyanın kendisine bağışlandığını düşünür.
Bütün insanlar eşittir.
Burjuvazi daha eşittir
Mutlu azınlığa hatırlatırım
1755 Lizbon depreminde,
Bir taht bir cellat ile doğan Marie Antoinetti Burjuva büyüyen bir açlığın kara delik
Kara deliğin bir gün senide yutacak


Müzik ve müzisyen
Doğduklarında once insandılar
Sonra çok güzel bir şey yaptılar
Hem insan hem müzisyen oldular
Neşeli hareketli veya hüzünlü ezgiler
Herkes bir beethoven gibi dahi ve müzisyen olduğu gün
Ben ölmüş olacağım.

Sevgililer günü..
Sevgi iyileştirir yaraları
Sevgi bir emekçi sınıfıdır.
Ne kadar zor olursa olsun
Hep yaratır.. Sevginin mücizesine inanın
İnsan sevmek ve sevilmek ister.
Sevgide sorun yok sevgi ve değer vermek
Birlikte değilse soğuk mücevheri sevmek gibidir tek başına..

Yoksulluk ve acılar
İkisi en fazla birbirini tamamlar
Yoksulluk acıyı artırır. Acısını tanır değiştirmeye çalışır. mücadelesi ailesi ve
Kendisi ile sınırlıdır
Yoksulluk kendi çevresi ile neşelenir, üzülür. Acıların bir bölümünü yaşar. Hepsini yaşamaz.
Ya düşünürler, şairler edebiyat dünya
Acılarınız nedir.
Sıradanlık bir ve iki kadehle geçer
Acısını ertesi güne erteler
Düşünerek acı çekmeye mahkum edilenler
Aklın işkence ve zindanlarında
İcki şişelerinde
Beynindeki sigara dumanını bir dindirse.. Beynin bir suskun uyusa hep uyusa..


Bu dünyanın ruhunu,
En çokta acılarını hissettim.
Hissetmeyi hissetmek
sigara dumanıydı,Beynimdeki sis…
Dünyadaki tüm acıların yükünü sıradanlık
Tek başına yüklenme z.
Birinin acısını en çokta onun acısını duydum gördüm .öylesine dünyanın ve evrenin acılarını yüklenmiş


Evrenin belirsiz hüzünlerini
Daha yaşanmadan yaşayan birini
Hiç uyumayan bir kentin vitrinleri ile yapay
Işıklarla donatılmış ana caddesinde yürümedik. Tersine kentin arka sokaklarda
Uzun aralıklı sokak lambaların Karanlığında,..
Acıların kaldırımlarında birbirimizi bulduk.
İki ayrı bedende yaşayan özdeş bir ruha sahibiz
Yok olmadan ve yok edilmeden önce.



Öte kaldırımdan ben ona gittim.
Oda bana geldi.
Tam sokağın ortasındayız.
Birbirimizin acılarını yaralarımızı sardık. Birbirimizi anladık..
Evren kendi yaralarını sarar
Bende sen var sende ben var.


İkimizde tütünü sevdik tütün bizleri sevmesede
İkimizde şiirleri sevdik şiirler sevmesede
İkimizde acılarımızı sevdik acılar bizi sevmesede
Şarabı sevdik şarap bizi sevmesede.
Evreni sevdik, evren bizi sevmesede
Müzikleri sevdik müzik bizi sevmesede

Ölüm hayat için bir ayrıcalıktır.
Hayat ölüm için ayrıcalıktır
Bu ayrıcalıkların ikisine sahip olmak istedim.içimdeki mücadeleyi hiç eksiltmeden..". Ölüme en yakın insanlar
Yaşamaya en yakın insanlardır ."
Hastalık jokeri ölüm sen hakkımda ne düşünüyorsun. Merak etme doğduğum günden beri bedenim senin
Benim işim zor ben hastayım
Amansız hastalığım senin işin benden zor
Sevgide kaldım
Evren benim köpüklü neşemdir
Beni seven arkadaşlarım, ailem var
aydınlanmam köklerim var
Bu dünya ile bağım şiirler var.
Avrupa 30 yıl savaşlarını gördü, ben daha fazlasını..Skora bak kim kaybetmis


Sigara dumanıydı beynimdeki sis
Sinsice çok yavaşça ilerleyen
Benim amansız hastalığım
İşte böyle yavaşça ele geçir nöronlarımı
Herşey kayıt altında, acılarım kayıt altında
Herkesin bir şarkısı olmalı
Şarkımı ses odasında kayıt ediyorum.
Zihnimin bir kemancı gibi hiç durmadan çalmasını istiyorum
Durunca dünya duracak gibi oluyorum
Yok olmadan ve yok edilmeden önce
Ben hastayım iki kere öldüm bir kere yaşadım. Geri döndüm ve aranızdayım
İki kere öldüm bir kere yaşadım.
Kıyılardan uzakta ışıkları ile
Bir at gibi şaha kalkan,Karanlık mavi sularda batan köhne gemiyim.yok olmadan ve yok
edilmeden önce.. Je suis malade

Deniz çimenlerin olduğu dibe giderken
Deniz anaların ve balıkların kayıtsızlığınızı sevdim..

Evrendeki labirentte bir birbirimizi bulduğumuz en aziz arkadaşım, dostum
" Balıklar dostum, yeryüzünden habersiz, dağlardan, evrenden, ateşten, havadan,
Hem aklıma ne geldi bak,
Bir balık, karaya çıkınca nasıl nefessiz kalıyorsa, bende artık o balık gibi oluyorum düşünce, anlama ve hissetme katlarına çıkınca.
Keşke avlanmasam
Keşke olmasa karışanım
Kendi derinliğimde
Kendi halimde
Unutan ve duru sularda salınan
Bir balık gibi yaşasam.
Kim istemez ki bunu…"


Sözlerin elması yontan bıçak gibi.
Ben iki kere ölmeyi beceremedim
Sende yaşamayı..


Bir an acılara kayıtsız kalmayı
Deniz anaları ve balıklar gibi
Kayıtsız kalmak istedik.
Atları vuracaklar ..
öyle olmak zorunda değil.
Bir anomali vardır, kuralsız kural

Dostum dostum..
Atlar ve ağaçlar gibi ayakta ölmeliyiz.
Nasıl yatmak atların doğasına aykırıysa
İkimizde düşünmekten vaz geçince asıl o zaman ölürüz
İçimizdeki şiiir yıldızları evren kadının Boynunda pırlantalar gibi parlıyor.
Biliyorum ki..
Hiç bir hırsız o pırlantılara sahip olamayacak
Müzik çalarken ve şimşekler önizleme yaparken
Atlar ve insanlar özgür doğmasa da
Bozkırda zincirleri kırana kadar
Bize denizde ölüm yok.
Köpüklü dalgalar boşuna beklemiyor
En masum gözyaşları acıların gözyaşlarıdır.
Kanatlı at Pegasus gerçekten yok değil mi.
Yalanlar ve efendiler dünyasında
Bırakalım masumiyet masalsı kalsın
Beni hiç hasta etmedi bu masumiyet


6 Ekim 2020
Sinop
….



















Paylaş:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
İki kere öldüm bir kere yaşadım-je suis malade Şiirine Yorum Yap
Okuduğunuz İki kere öldüm bir kere yaşadım-je suis malade şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
İki Kere Öldüm Bir kere Yaşadım-Je Suis Malade şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Müfit
Müfit, @mufit1
14.11.2020 05:19:26
Bütün şiirlerin birbirinden güzel. Yaşamından kesitler. Hepsi içtenlikle yazılmış. Okurken insan hüzünleniyor ama mücadele gücüne de hayran kalmadan edemiyor. İmgeler ustaca kullanılmış. Teşekkürler sevgili arkadaşım. Yolun şiir dünyasında açık olsun.
Etkili Yorum
Ezeli Gece Ve Yıldızlar
Ezeli Gece Ve Yıldızlar, @ezeligeceveyildizlar
6.10.2020 21:19:53
Çok çok teşekkür ederim abi... Bir ustasın sen ama şöyle bir usta; Hani ipe sapa gelmez bir malzemeyi, herkesin ilgisini çeken, gönlünü çelen bir nesneye çeviren, önemsiz, değersiz sayılan bir şeyi, pahabiçilemez şekle bürüyen, nasıl demeli, nasıl anlatmalı, kurumuş bir ağacı, ormanın en güzel en dolu ve artık meyve veren bir ağaca çeviren, gecenin benlerisin sen yıldız yıldız, bir gözün güneş diğeri ay, ışıl ışıl dünyamın iki rengisin. İşte bu ışığınla pas tutmuş yüreğimi aydınlattın, güçsüz ruhuma can verdin, senki ezeli ve ebedi gecemin, onu görmemi sağlayan gözleri, algılamamı sağlayan duyularısın. Birde öyle bir ruhsun ki, atomlarıma kadar sirayet ettin. Çok teşekkür ederim, çok. Şiir mi? Affına sığınarak söylemeliyim ki, benim bu şiiri yorumlayabilecek bir birikimim yok, yalnızca, siyah beyaz bir röntgeni diyebilirim bulunduğum evrenin. Yanında olacak hep sevgim
Yanımda olsun hep sevgin
Biz böyle güzeliz
Böyle iyileşiriz ...


Ezeli Gece Ve Yıldızlar tarafından 10/6/2020 9:36:15 PM zamanında düzenlenmiştir.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL