2
Yorum
18
Beğeni
0,0
Puan
1635
Okunma

Dışarda şimşekler çakıyor
Beethoven ölüm döşeğinde
Odada mum kokusu
Yumruğunu havaya kaldırarak..
" Alkışlayın dostlar komedi bitti.."
Son sözleri..
Bende bu sözler ile şimşekler çakarken,
Veda edebilseydim..
İki kere öldüm bir kere yaşadım
Şimşekler zemberek gibi boşanırken,
Bana çarpsa belki akıllanır,
Dünyanın en kayıtsız insanı olurdum.
Dut ağacı yok..
Yok olmak kelime değilmiş öğrendik.
Ben ve arkadaşım büyüdük
Orta yaşlardayız.
Büyüdük hasta olmayı öğrendik
Sol ayak dizimin dış yanal kısmında
Doğum lekesinin kişilik bozukları,Beni hasta etmedi.
ATLARI VURMAK..
Atlar asil ve özgür ruhlu hayvanlar.
Bizler bu özgür ruhunu elinden aldık
Para ile kirlendi dünyanın özgür ruhları
Sevgi nezaket ve nezihlik tevazu unutuldu.
Atları vurmak..Bacaklarımız kırık
JE SUİS MALADE..
Hasta olmak kayıp tatilimdir
Çocuk ..!
Oyuncak trenini boşa sallama
Pili bitti bizimde ruhumuz tükendi
Nasıl oldu da efendiler ile bir tabutta yaşadık, çürüyen etine ve ölen derisine
Razı olduk.
Bu sömürü yalan nereye kadar.
Gençlik sınıfın emekçi sınıfı yerin orası
Kurye gibi sizi evde bulamadık sözleri ile yetinme
Gözlerindeki kor ateşten dünya yansın
Bu acım binlerce yıllık sanki
Ben hastayım zıpkın yemiş gibi
Dünyayı sırtlanmış atlas gibi yüküm ağır
Prometheus gibi ölemedim
Ciğerlerimi her gün kartal yiyor
İdam edilmiş mahkumun
Boynundaki morluklar kadar
Kadehimdeki zehiri içmeye mahkum edildim ve ben hastayım.
Evet ben hastayım..
Ölümü anlatmak istesem..
Evden dışarıya mı çıkıyorsun
Yoksa çıkar gibi mi yapıyorsun
En iyisi dünyayı ağaçlara bırakıp çekip gitmek.
1988 Yılında,
28 temmuzu 29 temmuza bağlayan gece
Ölüm bana gelmeden ben ölüme gittim.
Benim unuttuğum şey
Beynimin ne kadar güçlü savaşçı oldugunu.
Geri döndüm.
Ben mi ölümü kovaladım. Ölüm benimi kovalamaktan vazgeçti.
Her iki olay doğru olabilir
GERİ DÖNDÜM
Geri döndüm.
Vaat edilmiş topraklarım yok.
Cennet ve cehennem yok.
Kutsal kitaplar yok.
Kurulmuş bir saat gibi
Sabah uyanmak, akşam ev ve dış mekanlar, beden diliyle akıl dilini eşitlemek
Beden kaybedilmeden önce
Striptiz yapılan canlı giysi nesneleri..
Sıradan insanlar olağanüstü davrandığını hayal ediyorum, hissetmek başka
İnsanlar robotlardan korkmasın
Kendileri robot gibi programlanmış bir hayatı yaşıyor. Başarıya mahkum edilmiş gibi.. Korkarım
kendi robotluğu ile yetinmeyerek android robotlara akıl verecek. Aynaya bir daha bakın.
KAYBOLMAK
-Kendi kendime mimikler hatların ifadesi kalabalıktı. Tıpkı ortopedi doktorun kalçama göz koyması
üzerine benim
-"Sağ tarafımı kullanmıyordum ki. "
Al senin olsun
Sıradanlık bedenle ölür zihin ile yaşar.
Sıradanlık var olur, yaşamaz
Bir takvimi vardır doğar ölür
İkisi arası var olur. Yaşamak hissetmeyi hissetmektir.
Düşünün insanlar düşünün
Taksitlerinizi, harcamalarınızı, faturalarınızı
Düşünün bunları düşünmek insanlık suçu değil. Lakin balonlar gibi yükselen düşünceleride
kayıtsız kalmayın.
Zihin aklınıza gelince.
Asla uyumayan beyin Fernando Pessoa gelsin
Fernando Pessoa aklıma gelince
Napolyon’un anıt mezarında içkisini içen
Ayyaş ihtiyar adam geliyor
Napolyon kemikleri ile gömülü, ayyaş
Sıradan acıların paltosunda
Bedeni ile içiyor..
Bedeni ölen Pessoa sandıktan 25 bin sayfan çıktı. Ayyaşta ölecek ve gömülecek
Bedeni gibi zihni de yok olacak
Dahi ,Zengin, yoksul
Sevgi ve neşe, acılar
Nicelikler ve nitelikler
Dahilik..,,
İnsanların en azının ..
En azında bulunan dahilik..
100 yılda bir insan dünyaya gelir Dahidir...Dahiler tanrı vergisi değildir
Sezgileri, olayları kavrama zekası
İç dünyasının zenginlikleri bile bir dahileri
Anlatmayı yetmez…
Sevgililer günü..
Sevgi iyileştirir yaraları
Sevgi bir emekçi sınıfıdır.
Ne kadar zor olursa olsun
Hep yaratır.. Sevginin mücizesine inanın
İnsan sevmek ve sevilmek ister.
Sevgide sorun yok sevgi ve değer vermek
Birlikte değilse soğuk mücevheri sevmek gibidir tek başına..
Bu dünyanın ruhunu,
En çokta acılarını hissettim.
Hissetmeyi hissetmek
sigara dumanıydı,Beynimdeki sis…
Dünyadaki tüm acıların yükünü sıradanlık
Tek başına yüklenme z.
Birinin acısını en çokta onun acısını duydum gördüm .öylesine dünyanın ve evrenin acılarını yüklenmiş
Hiç uyumayan bir kentin vitrinleri ile yapay
Işıklarla donatılmış ana caddesinde yürümedik. Tersine kentin arka sokaklarda
Uzun aralıklı sokak lambaların Karanlığında,..
Acıların kaldırımlarında birbirimizi bulduk.
İki ayrı bedende yaşayan özdeş bir ruha sahibiz
Yok olmadan ve yok edilmeden önce.
İkimizde tütünü sevdik tütün bizleri sevmesede
İkimizde şiirleri sevdik şiirler sevmesede
İkimizde acılarımızı sevdik acılar bizi sevmesede
Şarabı sevdik şarap bizi sevmesede.
Evreni sevdik, evren bizi sevmesede
Müzikleri sevdik müzik bizi sevmesede
İki kere öldüm bir kere yaşadım.
Kıyılardan uzakta ışıkları ile
Bir at gibi şaha kalkan,Karanlık mavi sularda batan köhne gemiyim.yok olmadan ve yok
edilmeden önce.. Je suis malade
Sözlerin elması yontan bıçak gibi.
Ben iki kere ölmeyi beceremedim
Sende yaşamayı..
Dostum dostum..
Atlar ve ağaçlar gibi ayakta ölmeliyiz.
Nasıl yatmak atların doğasına aykırıysa
İkimizde düşünmekten vaz geçince asıl o zaman ölürüz
İçimizdeki şiiir yıldızları evren kadının Boynunda pırlantalar gibi parlıyor.
Biliyorum ki..
Hiç bir hırsız o pırlantılara sahip olamayacak
Müzik çalarken ve şimşekler önizleme yaparken
Atlar ve insanlar özgür doğmasa da
Bozkırda zincirleri kırana kadar
Bize denizde ölüm yok.
Köpüklü dalgalar boşuna beklemiyor
En masum gözyaşları acıların gözyaşlarıdır.
Kanatlı at Pegasus gerçekten yok değil mi.
Yalanlar ve efendiler dünyasında
Bırakalım masumiyet masalsı kalsın
Beni hiç hasta etmedi bu masumiyet