5
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1838
Okunma
Yıllardır içimi kemiren gümrah ummanda dikenli yaşlarla boğulan kalbimdir sinemde Silvan’ın hasretiyle manidar manidar çağlayan.Ey mir-i âlem Silvan! Hasretin Zerdüşt ateşinde bin bir figan-ü feryatla sana visal çığlıkları atan bir köz ve İstanbul’da yağmura hasretim gibidir sana olan hasretim. Kuşlar azatlığında, Fatih İstanbul’unda bulurken doyumsuz saadeti bende sana visal olduğum lahzada bulacağım sende ki o hudutsuz saadeti… Sensizliğin Asistanbul’da dikerken bimar ruhuma heykelini kelimeler çiçeklerle süslendi kalemim gözyaşlarımla yoğururken sende ki o güzelliği
Ey yüreğimde ki hiç bitmeyen yas Silvan!
Sensizliğin şahdamarımdan çeker an ve an kan
Sana müptela bedenimdir özleminden yana yanan
Ve kalbimdir sevdan uğruna karanlık sularda boğulan
Unutma Silvan ancak sana visalim kılar beni handan
Ve ancak bu şikest gönlüme sen bulursun derman
Sana hasretim mevte hasret gibi
Sana aşığım Mem misali
Hz. Paraglet’in Mekke’yi özlediği gibi özledim seni
Sensizliğin bir yılan misali sardı bedenimi
Aç kollarını bana
Sırtımda Selahattin Eyübi’den kalma bir abayla
İstanbul’da kopan Nuh’un gemisiyle geliyorum sana