7
Yorum
19
Beğeni
0,0
Puan
1535
Okunma

Hoş bir Kızım, fakat güzel değilim.
Günaha girdiğim olur ama şeytan değilim.
İyi biriyim ama melek değilim.
Güzellik kusur, delilik deha..
……" Marylin Monroe "
Gerçek istiyorsan odadaki fili göreceksin.
Kusur denilen samur kürkünü her gün giysen.Çocuktan al haberi
Çocuk sana kral çıplak diyecek.
Gemin batarsa kusuru rüzgarda arama
Akılsız başın suçunu ayaklara çektirme
Aynalar senin kim olduğunu bilmez
Sen kim olduğunu bilmezsen.
Yılanlar bile deri değiştirirken,
Kusurlardan korkmakta bir kusurdur.
Bay doğru,
Her zaman bay yanlışın kapısını çalacak
İki kırk ayak seksen ayak ile dans ederken
Kırk ayak ailesine sordum.
Dans ederken" hangi ayak önde."
O sorudan sonra kırk ayaklar,
Hem birbirinin hem de herkesin ayaklarına basmışlar.
Müzik harika, müzik aletleri harika
Konser mükemmel.
Konser sonrası orkestranın tüm,
Kemancıları tek gözünü kaybetmiş.
Bir avuç dost bulutlar, kılı kırk yararak
Güneşte sigarasını içti.
Sigara içmeyen dayım Kanser oldu.
Gerçek istiyorsan odadaki fili göreceksin.
Düğün evindeki fil kusursuz aşkını güllerin dikenlerinden ödünç almış.
Fil aynadaki görüntüsünden ürkerek
Odayı birbirine katarken, Hayret kimse
Fili görmemiş ve sormamış.
HEM MEMLEKET HEM FİL UZAK
Gerçek istiyorsan odadaki fili göreceksin.
Körler ülkesinde tek gözlü fil kral olmuş.
Ülken hasta adam..
Haramiler yalan ve talan ile
Ülkenin el ve ayaklarını domuz bağı ile ipe sarmış. Senin kör noktana gelmiş
Sağırlar ve körler ülkesinde,
Fili göremeyen karıncayı nasıl görecek.
Başına gelen senin kusurun değil.
Sen yoksullaşmaya devam et
Anamalcı ahlaksız düzen,
Devlet ananı becerirken
Sesinin titremesini önleyemeyen
Kusurlu ayakkabıların ile tek başına
Dünyayı savaşarak elde edemezsin
Boş bir mideden ve boş kafadan
Kusursuz bir halk.. Uçurum halkından
Başka bir şey değildir
Sırça köşkte oturanlar, ekmeğini taşladılar.
Gerçek istiyorsan odadaki fili göreceksin.
Kedilerin ihtiyar farelerin genç kaldığı
Bir yerlerde..
Çarpık bir hükümdarın
Çarpık yasaların, çarpık halkının
Çarpık ülkesinde çarpık ilişkiler varmış
Ve hepsi çarpık bir ülkede yaşarlarmış
Sen sandın bu dünyada çile çekenin
Ahiret inancıyla ödülü var.
O zaman fil’de sana Şöyle diyecek
" Sana bu dünyada acımayan ,
Öteki dünyada mı acıyacak.
Gökyüzündeki tanrılar, seni yeryüzündeki
Paranın tanrılarına kul köle yaptı."
Sinek can sıkıntısından insanı ısırmaz
Kan emici olduğu için insanı ısırır
Fillerin geçtiği yollara sırça saray yapanlar
Hem suçlu hem güçlü..
Filler kendi geçidini alana kadar korkun.
Sırça köşklerin sırça kalbleri korkun bizden
YÜREĞİN VE VİCDANIN KADAR VARSIN
Odanızdaki fili ne zaman göreceksiniz.
Gökten üç elma düşmedi
Bir rahlede kuran okurken Soraya’yı düşün. Fil gibi akıllı ol.
Adı soraya..
Soraya’yı taşlamak
Suçu islam ülkesinde yaşamak
Birlikte yemek yediği arkadaşları
Kardeşleri, oğulları ve köyü
Linç etmişler bedenini
İlk taş alnında kanı çiçek açarken ağlamış
Soraya recm edilirken;
İlk taşı kusursuz olan değil
Babası ve kocası atmış
Din adına atılan her taş yalnız soraya’yı değil ahlakıda öldürdü
Tapınaklar yükselirken, din senin adına ne cinayetler işlendi.
GÜCÜNÜ ZİNCİRLERİNDEN ALMIYORSUN..
Dolunay ½ tabutlukta gömülürken
Üzüm ile birlikte ezilenler,
Alın teri dökenler, işçi sınıfı..
Kendi emeğine yabancı kalanlar
İçim içime sığmıyor.
Ağaçların yaprakları sert yağmurda ıslanırken,
Penceredeki kepenkler rüzgarda birbirine girerken
Kaya veya kayaçlar kum olurken,
Ben iyi olmaya çalışan bir kentin Dudaklarındaki ıslığım
Şiir yazarım,ölümcül güzel şair değilim
Müzik dersinde hiç şarkı söylemedim.
İçim içime sığmıyor .
Doktor sizlere yüz’den geriye yirmibeş
Saydırmadıysa bana saydırdı.
Daha doğrusu sayamadım
Ülkemi peşkeş satmadım.
Gözünün ışığını yitiren körse
Ben aynada yüzümü kaybettim.
Ming hanedandan kalma antika dükkanına giren
Çok uluslu filler bir artık bir karar vermeli..
Kulakların, hortumların ve gövdelerin özürü
İnsanların özüründen daha yeğdir
Kendimizi hatalar denizinde,
Terk edilmiş mükemmel yapay bir ada sandık.
Elephant İn The Room ..ingilizcede çok kullanılan bir benzetme. görüp de görmemezlikten gelme ya da birşeyi bilip de bilmemezlikten gelme anlamına gelir.