18
Yorum
31
Beğeni
5,0
Puan
467
Okunma
Bir mecnun hikaye
*
her yaşanmışlığın bir rüyası var
her rüya yaşanacaktan öncedir
I
başta son bilinmez sondan baştan
perdelenir zamanlar dilim dilim
bilmek, önceden bilmek, olacağı
nebilere dahi bağş edilmemiş ki
falcı kahin bilumum üfürükçüler
sanırım bir şey var anlatılmayan
o bir var bir yerlerde bir şekilde
doğru yorumlayan varsa ermiş
erme yolunda kaderine derviş
herkes bir hayatı yaşar dünyada
kimse hayata kendi yön veremez
II
sekiz yaşlarında ucra uzak bir köyde
başına ne geleceğinden habersiz
çelik çomak oynarken akranlarıyla
bir rüya gördü aklından çıkmayan
gördüklerinin hiç birini bilmiyordu
sizce rüya nedir hayal nedir ya düş
bu fani dünya bir hayal rüya düşse
yaşamaktır yansımayı yadsımadan
doğaya baksan kendini göreceksin
insanın kendisi kutsal mucize
ama kendi büyüsünü çözemez
III
öyle yaramaz haylaz çocukken
habersiz düşsüz hayalsiz halin
giyinmiş deri elbiseler üstüne
boynunda belinde demir kemer
kemerinin kılıfında hançer kılıç
bir dağa tırmanıyor terle kanla
dağ tepesinde ay tüm görkemiyle
yakalamaya canhıraş tırmanışta
sonra filimlerden algılayacaktı
gelecek dünden yazılmışsa alna
algılar anlarsan yükünü hafifletir
IV
ay’la arasında bir metre kamışken
çekip kılıcını vurup ikiye bölüyor
bir parça yuvarlanıp dağdan aşağı
düzdeki akar su içinde cız sönüyor
bir parçası kucağında kala kalıyor
ay sarısı parlak sıcacık bir kuzucuk
göğüs kafesine yapışır yumuşacık
nerden bilirdi o ay gönül sultanı
seveceği dünyalar güzeli ceylan
ummadığı diyarda buldu ceylani
görür görmez sevdalandılar ikisi
V
bir gün o gün geldi bir elim kaza
ceylan yaralandı kapandı kafese
baharın en güzel çağında ömrün
daha otuzlarında kuzuları meler
ne gördüğünü gördüğü gündü
ve yordu rüyasını kendi aklında
hayat iki haberi bir arada sunmuş
sevincini acısıyla aynı tabakta
sonra anlayıp çözecekti ancak
güzel günler yaşanır gülistanda
hayat dört değil çok mevsimli
VI
zaman çift boyunduruk koşulu
şifa beklerken hekim lokmanda
yine bir gece gecesini aldı rüya
öyle berak öyle süzülmüş ve net
dünya ayaklarının altına serili
bütün yer kure insanıyla ülkeler
küme küme sıra sıra renk renk
ırkıyla diniyle rengiyle tarihiyle
dağıyla deniziyle avuç içinde
muhakemeyi aşar mukemmeliyet
ve görünen mahşeri bir hakikat
VII
bütün insanlar oturmuş halde
bir tek insan ayakta değil öyle
bir tek ceylanı durmuş ayakta
bir ağaca dayamış sırtını güleç
ayaktan boğazına kadar sarılı
kalın halatlarla sıkı sıkıya bağlı
bakıyor bakıyor bakıyor öyle
ve anlıyor artık yürümüyecek
yılları sevdayla kucaklayarak
kaderin ötesinde bir yerde
kabulune muşerref kalınan
VIII
saksıda bir gül yanında bülbül
bülbül sevdalı bülbül yanık kül
derler ki ona bağş edilen ödül
kevser ırmağı kıyısında cennet
cehennemin ortasında kalınca
kaderin ötesinde bir şeyler var
varman gerekmez o senle var
hayat bir kitap ister oku okuma
o kendini sayfa sayfa okutur
sondan başa yolculuk rüyadır
başta görünen rüya dünyandır
Ahmet Coşkun
5.0
100% (26)