.
Yaşamın ileri, çağdaş türünü,
Ülkeme ekecek el bu el değil...
Uygarlık kurmaya, akıl ürünü,
Malzeme çekecek bel bu bel değil...
.
Bakışımız lafla helal, harama,
İşimizde günah, sevap arama...
Eğitim denilen bir yol var ama,
Isıtıp bükecek dal bu dal değil...
.
Başkası ağlasa, inlese ne gam,
Yaşasın beleş mal, kaymaklı makam...
Kar etmez kör beyne ispatlı rakam,
Kardeşlik dökecek hal bu hal değil...
.
Tas, tas içip fitne, fesat zehrini,
Bin şerle besleriz nefis nehrini...
Şeytan işi kibir, nefret şehrini,
Sohbetle yıkacak dil bu dil değil...
.
Kimi sola çeker, kimisi sağa,
Cahil seçmen avlar demokrat ağa...
Eşitlik, hürriyet odaklı çağa,
Yol bulup çıkacak kul bu kul değil...
.
Kim bilir kaç hayat soldu, tükendi,
Dünyaya gelip de olmadan kendi...
Kulu, var oldukça “adalet” bendi,
Cennete sokacak yol bu yol değil...
.
Eller dem sürerken bilgi çağında,
Biz lütuf bekleriz dogma dağında...
Dünya ikliminde, ömür bağında,
İnsanca kokacak gül bu gül değil...
.
Müspet bilim ışık saçtığı zaman,
Yalanlar gerçekten kaçtığı zaman...
Ümit çiçeklerim açtığı zaman,
Gözümden akacak sel bu sel değil...
.
Veli BOSTANCI (Ankara, 2020)