2
Yorum
14
Beğeni
0,0
Puan
564
Okunma

ağzı büzüşünce soluksuz günahların
duvaksız gelinlerin yamalı gülüşü
kadehte kızılcık şerbeti serserilere
Aşkla
kısılan dudaklar aykırı şarkılar söylüyor
yaşamın sakar pençesi ergen düşü içimizde
ahde keder ellerimde
kına otudur kallavi gömleğin
bahara çırpınan yaban kokun
ağıttır mevsimin yoksul küreğinde
mest olmuş güllerin dölünde kanıyor balımız
tadımlık aşk yurt arar sahte dişlerimizde
bir avuç gözyaşı susar ezaya elenir vaha yazgıya
dibi delik kaderin kırlarında kaypak cennet uykularda hala
anla dedim anla
sel sebil aşk yiter façası çizilen aylak kuytularda
Meşkle
uçuşurken kasıklarımda körpe kelebekler
kıvrımların kıvrak seyrinde köz öykülere sızarım gözlerinde
söndürdükçe lepiska kanatlar güneşi
cilvesi pul pul okşar nazendeyi
ince bir vals salınır dilin
gönderde sema döndürür rakkaseyi
kıvılcım iklimli teninde soluyor zıkkım terini
iki damla mey çekiyorum nefesinden içime içime
dalyanın toy yokuşundan süzülürken mahşeri sancı
çarpık yüzlü kuru bir egzersizim tıkanmış bedeninde
gelme dedim gelme
sığ şehrin köşe başlarında can çekişir şehvet sessizce
Ve
Hüzün katığı koylarda yel girer kalbime
Kalakalırım alnıma zul çapsız rüzgârın önünde
Kıyı sarhoş deniz pestil diplere
Ver’yansın vigla
( Bu kadar mı üstüme üstüme! )
Şizofren bir limanda ölmeden önce
Ninninin küçük dilini kestim bu gece…
Habibe E. Ağaçdelen