Sevmek birbirine değil, birlikte aynı noktaya bakmaktır. exupery
Alibaba
Alibaba

ŞÜPHESİ VARKEN

Yorum

ŞÜPHESİ VARKEN

( 5 kişi )

2

Yorum

10

Beğeni

5,0

Puan

748

Okunma

ŞÜPHESİ VARKEN

ŞÜPHESİ VARKEN

Şüphe; insanın içindeki pıtrak gibidir, ne yana dönsen batar.

Şiirin hikayesi olarak, "Uyan Sunam" türküsünün hikayesini paylaşmak istemiştim.
Ne yazık ki her yerde yayınlanan hikayeye bu sitede yer verilmiyor. Muhtemelen müstehcen ve veya argo yada her ne ise, (ben çözemedim) ondan sayılıyor!!!!!!!

Bu durum ikinci defa geldi başıma.
Sitenin anlaşılmaz kuralları ve uygulamaları iyice çığırından çıkmış durumda. Ve artık şiir yazmaktan da, paylaşmaktan da soğumaya başladım kendi adıma burada.
Geçenlerde bir gün seçkisi şiir okudum. Hiç bir şey anlamadım ve şairin sayfasını bir ziyaret ettim. Acaba anlamamaktaki kusur bende mi diye, diğer şiirlerine bir göz atayım dedim. Son yirmi şiirinin sadece üç tanesi güne seçilmemiş. Ve adam, parmağını klavyenin üzerinde sürükleyerek oluşan yazıları şiir diye yayınlamış ve günün seçkisine layık görülmüş.
Ben o anda burada bulunduğum için kendimi aşağılanmış hissettim. Sayfamı silmek gibi bir seçeneğim olsa hiç düşünmeden buradaki varlığıma tamamen son verirdim.
Beni tutan, tek vazgeçilmezim, sadece ve sadece buradaki o en güzel dostlardan ve dostluklardan kopmak istememem.









Açmasın bir kere ağzını nadan
Nem kapar olursun havadan sudan
Uyanır mı "Suna’m derin uykudan"
"Fahri’nin" sezinde şüphesi varken

Kem sözler o dilden düşse gaf ile
Çıkmıştır, meçhule doğru kafile
Sohbeti şerbetle karsan nafile
Densizin sözünde şüphesi varken

Suyunu verseler altından tasla
Ürperir tüylerin her bir temasla
Atılan hedefle buluşmaz asla
Namlunun gezinde şüphesi varken

Tuttuğun hırsıza sorsan ahvali
Lal olmuş bülbüle dönüşür hali
Kim arar nimette haram, helali
Nazarın gözünde şüphesi varken

Alibaba, masum silah çatar mı
Aslını bilenler yalan yutar mı
Kırk kere yamasan dikiş tutar mı
İpliğin bezinde şüphesi varken



*


Dost katkısı.......Teşekkürlerimle......




Sel kükrer yamaçtan bendini yıkar
Enginde aşk ile ummana akar
Seven, sevdiğine ürkerek bakar
Edası, nazında şüphesi varken

Hain olan kula yol verilmez ki
Yere düştüğünde el verilmez ki
Nadanın peşinde iz sürülmez ki
Yokuşu, düzünde şüphesi varken

Kimisi kuş olur yüksekten uçar
Elinde ne varsa meydana saçar
Kul olan maşallah demekten kaçar
Fazlası, azında şüphesi varken............Aydın KAHRAMAN(sonsuzufuk)





Paylaş:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Şiiri Değerlendirin
 

Topluluk Puanları (5)

5.0

100% (5)

Şüphesi varken Şiirine Yorum Yap
Okuduğunuz Şüphesi varken şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
ŞÜPHESİ VARKEN şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Etkili Yorum
Serap IRKÖRÜCÜ
Serap IRKÖRÜCÜ, @serap-irkorucu
7.7.2020 13:12:43
5 puan verdi

Türkü, içeriğiyle çok içlidir gerçekten.
Türkünün öyküsünü biliyordum ama sayfaya uğrayanlar da (bilmiyorlarsa) öğrensinler istedim.

................................
Suna, Fahri Kayhan’ın eşidir. Çok sevmektedir Fahri Bey Suna’yı… Devir, o zamanın Malatya’sı… Ancak sevdiğine sevdiğini söylemenin bile ayıp karşılandığı o dönemde Fahri Bey her daim söyler Suna’ya, ona olan sadakatini ve bağlılığını… Ve bilir karısının gözlerinin başka kimselere bakmadığını…

O dönemin kadınlarının en büyük eğlencesidir, haftada bir yapılan hamam sefaları… Kendilerine ayrılan günde toplanıp hamama gider mahallenin tüm kadınları… İşte o hamam sefalarından birinde Suna’nın sırtında bulunan ve normal şartlarda kıyafetinden asla görünme ihtimali olmayan bir ben dikkatini çeker hamamda bulunan ve sunanın yakın arkadaşı olan Neriman Hanım’ın…

Neriman Hanım, akşam eve geldiğinde laf arasında eşi Mustafa Bey’e, Suna’nın sırtında ben olduğunu anlatır… Aradan zaman geçer… Fahri Kayhan bir gün evlerinin yakınında bulunan kahvede Mustafa Bey ile karşılaşır… Aralarındaki sohbet belli bir süre sonra tartışmaya dönüşür ve olay karşılıklı hakarete kadar gider… Fahri Kayhan hiddetle cevap verir Mustafa Bey’e: “Bir daha karşıma çıkma, seni el aleme rezil ederim.” Bu söylem karşısında sinirlerine hakim olamayan ve sırf Fahri Kayhan’ı yaralamak gayesiyle hareket eden Mustafa Bey’in dudaklarından şu sözler dökülüverir: “Sen benimle uğraşacağına kendi karına sahip çık, ben senin karının sırtındaki beni bile bilirim.”

Fahri Kayhan beyninden vurulmuşa döner… Evet inanamaz biricik Suna’sının kendisine ihanet ettiğine, ama bu başına gelen neyin nesidir? Elin adamı, Suna’nın sırtındaki beni nerden bilecektir? Bu sorular kafasında iken eve varır, dayanamaz ve karşısına alıp Suna’yı durumu anlatır… Suna iki gözü iki çeşme yeminler eder Fahri Kayhan’a: “Aman beyim etme” der, “Bakar mıyım senden bir başkasına?” O gece konuşurlar, konuşurlar… Fahri Kayhan eşine sarılır, ve ikna olduğunu söyleyip bir daha hiç açmamacasına konuyu kapatır… Lakin durum hiç de öyle olmamıştır… O günden sonra istemeden de olsa aklında hep o şüphe, Fahri Bey karısına kötü davranır…

Yine bir akşam yemekte sudan bir sebeple çıkan tartışma sonrasında Fahri Kayhan ceketini alır ve başlar Malatya sokaklarında dolaşmaya… Eve geldiğinde neredeyse güneş doğmak üzeredir… Eve girer ve gördüğü manzara karşısında dona kalır… Biricik karısı Suna, kendini asmıştır… Sallanan ayağının dibinde elinden düşmüş bir mektup durmaktadır. O mektupta Suna son sözlerinde şunları yazmıştır: “Kusura bakma beyim, ama günlerdir kafandaki soru işaretlerinin sebebini bilmekteyim… Kendimi temize çıkarmak için başka yol göremedim. Şunu bil ki, ben sana hiç ihanet etmedim… “

Fahri Kayhan gözyaşları içinde eşinin cansız bedenini yağlı urgandan ayırır, yere yatırır… Islak gözlerini silerken bir bakar ki hava aydınlanmıştır… İçindeki yangın öyle büyüktür ki, sözün bittiği yerde, kelimelerin küllerinden o meşhur türküyü yakmıştır:


“Şafak söktü, Suna’m yine uyanmaz
Hasret çeken gönül derde dayanmaz
Çağırırım Suna’m sesim duyulmaz


Uyan Suna’m uyan, derin uykudan
Nice diyar gezdim gözlerin için
Niye kızdın bana el sözü için
Dilerim Allah’tan sızlasın için

Uyan Suna’m uyan derin uykudan
Çektiğim gönül elinden
Usandım gurbet elinden
Hiç kimse bilmez halimden
Uyan Suna’m, derin uykudan…”

[1] Bu hikayede geçen Neriman Hanım ve Mustafa Bey, gerçek isimler olmayıp hikayenin bütünlüğü içerisinde yazar tarafından kullanılan farazi isimlerdir.
............................

Sizin gerçek bir ozan yaklaşımıyla dizelere duygularınızı dökmenizi çok beğeniyorum ve bu şiirleri zevkle okuyorum. Aslolan da paylaşımlar arasındaki dayanışma değil mi?.. Ben buna çok değer veriyorum... :))

İşte böyle yetkin bir şiir daha...
İçtenlikle kutlarım Ali Bey.

Saygılarımla...
Etkili Yorum
AYDINK
AYDINK, @aydink
4.7.2020 14:54:50
Sel kükrer yamaçtan bendini yıkar
Enginde aşk ile ummana akar
Seven, sevdiğine ürkerek bakar
Edası, nazında şüphesi varken

Hain olan kula yol verilmez ki
Yere düştüğünde el verilmez ki
Nadanın peşinde iz sürülmez ki
Yokuşu, düzünde şüphesi varken

Kimisi kuş olur yüksekten uçar
Elinde ne varsa meydana saçar
Kul olan maşallah demekten kaçar
Fazlası, azında şüphesi varken

Dedim, dedim de inşallah fazlaya gitmemiştir sözüm.
Şu var ki, güzel şiirin provake ediyor, yaz diye.

Defterle ilgili değerlendirmeler konusundaki görüşüne aynen katılıyorum kardeşim.
Bazı konularda ikaz, talep ve önerilerde bulundum, dikkate alan yok maalesef.
Sayfanın tadı ekşiden de ileri bir safhaya geçti gibi.
O bakımdan şiir paylaşma zaman aralıkları benim açımdan da bir hayli uzadı.
Kendimi hiç katmadan diyebileceğim şu ki; sen de dahil olmak üzere öylesi harika şiirler paylaşılıyor ki, değerlendirmeyi kim nasıl ve neye göre yapıyor belli değil.
Sağlık, huzur ve mutluluk dileğimle
Selam ve sevgiler gönderiyorum


© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL